Tasavvuf nedir?

A -
A +

Hacım Sultan "rahmetullahi aleyh", Anadolu'da yetişen Velilerden. Kabri, Afyon'un Sandıklı ilçesinde, "Susuz" denen yerdedir. Bir gün sordular bu zata: - Tasavvuf nedir? Buyurdu ki: - Kimseye eziyyet etmemektir. - İyi insan nasıl olur? - İyi insan, önce edeplidir. Gösterişi sevmez. Ahirete yaramayan işlerden kaçar. Hak tealanın kendisini gördüğünü düşünerek, günah işleyemez. *** Bu zat, İstanbul'a geldi bir defa. Üsküdar'a gidecekti. Eminönü'ne geldiğinde deniz çok dalgalıydı. Kayıkçılar kayıkları kıyıya bağlamış, sohbet ediyorlardı. Ama onun mühimdi işi. Mutlaka geçmeliydi Üsküdar'a. Delirdin mi baba? Yaklaştı bir kayıkçıya. - Üsküdar'a gitmek istiyorum. Adam homurdandı. - Delirdin mi baba? Görmüyor musun denizin halini? Öbürüne rica etti: - Üsküdar'a gidebilir miyiz? - Git işine baba. Eceline mi susadın? Nihayet biri kabul etti. - Olur baba. Hemen gidelim. Gerçekten de insan boyunu aşıyordu dalgalar. Deniz delirmişti sanki. Bu kayıkçı nasıl kabul etti peki? Çünkü tanıyordu bu zatı. Nitekim bir ok atımı gitmeden dindi fırtına. Deniz sakinleşti. Çarşaf gibi oldu su. Kayık, gelin gibi süzülüp yanaştı Üsküdar'a. Mübarek zat ayağını karaya basar basmaz tekrar koptu fırtına. Unutma ki biz kuluz Bir genç nasihat istedi bu Veliden. Buyurdu ki: - Evlat, Allahü teala -hâşâ- lüzumsuz yaratmadı bizi. Dünyaya gelişimizin bir maksadı var. Genç sordu: - O nedir hocam? - Allah'a iman edip, Ona kullukta bulunmak. Unutma ki biz kuluz. Her istediğimizi yapmağa serbest değiliz. Ve ekledi: - Bizim bir Sahibimiz ve Onun bize emirleri var. Bu emirlere göre yaşarsak kurtuluruz ahirette. Bu sözler gencin gönlüne öyle işledi ki, ömür boyu ayrılmadı hak yoldan. İşleyemedi bir günahı.