"Abdülmecîd Sivâsî", ilim ehli bir zâttı. İşi hep insanlara öğüt ve nasîhattı. O derdi ki: Allah'a yakın olan velîler, Bütün insanlar için bulunmaz nîmettirler. Vaktiyle bir beldede, yaşarmış ki bir kimse, Nazarında, her şeyden kıymetliymiş "Elbise". Elbiseyi, bir hayli özenerek giyermiş. Her şeyden daha fazla, buna önem verirmiş. Bu kişi, gidip bir gün demiş ki bir velîye: (Beni de kabûl edin, lütfen talebeliğe. Ne derseniz yaparım îtirâz etmeksizin. Yeter ki, talebeniz olayım ben de sizin.) O zât cevap vermeden, yemek ikrâm eylemiş. O ise yemiş ama, aklı "Elbise"deymiş. Sonra da, ellerini yıkamak gâyesiyle, Bakınmış etrâfına "Acep su nerde?" diye. O zât, denemek için söylemiş ilk emrini. Demiş ki: (Elbisene siliver ellerini.) O, daha ilk emirde, hemen etmiş îtirâz. Demiş: (Hayır, yapamam. Zîra bu doğru olmaz.) Ayrılacağı zaman, arz etmiş ki o yine: (Bir vazîfe verin de, getireyim yerine.) Buyurmuş: (Bir vazîfe verdik sana çok hafif. Onu bile yapmayıp, oldun bize muhâlif. Nasıl yapacaksın ki başka iş versek bile? Bu yerde sana göre iş yoktur, güle güle!) Ve yine bunun gibi, bir talebe, rüyâda, Görmüş bir evliyâyı, yüksekçe bir duvarda. Demiş ki: (Ey efendim, sizi çok seviyorum. Bir iş emretseniz de, onu yapsam diyorum. Meselâ "Şu duvardan atla" deseniz bile, Atlarım düşünmeden, sizin bir emrinizle.) O böyle söyleyince, (Peki atla!) buyurmuş. Talebe, bu emirle fenâ hâlde bozulmuş. Bu emri yapmak için etmişse de çok gayret, Ve lâkin atlamaya edememiş cesâret. Mahcûbiyet içinde demiş: (Ama efendim, Bu duvar çok yüksekmiş, cesâret edemedim.) Kolay değil tabii, kusûrsuz teslîmiyet. Yâ Rabbî, bu nîmeti hepimize nasîb et. ------- E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com