Güzel huy ve ahlâkın biri de, "Tevâzu"dur. Bu ahlâk kimde varsa, rahat ve huzurludur. "Tevâzu", kendisini gayriyle bir görmektir. Yâni ondan üstün ve aşağı görmemektir. "Tevâzu" orta yoldur, ne gurur, ne de 'zül'dür. Zıddı, gurur ve kibir, fazlası 'tekebbür'dür. Tevâzu edenleri, severken cenâb-ı Hak, (Tekebbür edenleri sevmem) buyurdu ancak. Peygamber Efendimiz; (Tevâzu edenlere, Müjdeler olsun!) diye buyurmuştur bir kere. Ve yine buyurdu ki kâinatın Serveri. (Yükseltir Hak teâlâ tevâzu edenleri.) Câhildir, düşünmeden ortaya atılanlar. Tevâzu sahibidir ilim ehli olanlar. (Gözetmek istiyorsa ilmin şerefini kim, Tevâzuda bulunsun) buyurdu Seyyid Fehîm. Kibirli olanlara kim tekebbür etmez ve Tevâzu gösterirse, o, zulmeder kendine. Secde, küçüklüğün ve aczin ifadesidir. Tevâzu ve saygının en son derecesidir. "Mümine nasîhat" da, iyi güzel ahlâktır. Yâni İslâmiyeti her tarafa yaymaktır. Hasedin, kıskançlığın zıddı olup nasîhat, Emr-i mâruf yapmaktır, Allah için her saat. Zâriyât sûresinde Hak teâlâ buyurur: (Nasîhat, müminlere elbet faydalı olur.) Bir Müslüman, herkese iyilik eder, hattâ, Kötülük yapanlara bulunur nasîhatta. Fâsık, günahkâr veya olsa da ehl-i bid'at, Herkese tatlı dille etmelidir nasîhat. Öğüt vermek kolaydır, tatbikat acı gelir. Çünkü nefse uyana nasîhat acı gelir. "Nasîhat"ı yaparken davranmalı samîmî. Fitne çıkarmamalı ve olmalı umûmî. "Nasîhat", dînimizde ilk vazîfe, ilk haktır. Hem de Peygamberlerin üstününe uymaktır, Kendisine nasîhat, emr-i mâruf yapana, Kin beslemek haramdır, minnet duymalı ona. Haset etmemek için hediye ver, metheyle. Nasîhat et, duâ et, ya sus, ya hayır söyle. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com