"Balım Sultan", Balıkesir velilerindendir. Hacı İlbey Mahallesindeki türbesinde yatıyor. Kerametleri görüldü bu mübareğin. Mesela o yerin valisi bir gün geldi bu zata. - Hocam, kısmetse bugün uzun bir yolculuğa çıkıyorum. Dua buyurun. Balım Sultan bir müddet tefekkür ettikten sonra döndü valiye. - Bugün gitmeseniz iyi olur. - Neden hocam? - Korkarım başınıza bir şey gelir. Vali, "Peki" dediyse de, yine çıktı o sefere. Çıktı ama, pişman oldu tabii. Zira yolda çok hızlı gidiyordu ki, atı tökezleyip attı üzerinden valiyi. Zavallı hızla yere çakılıp, kanlar içinde yığıldı oraya. Bayılmıştı. Yolcular onu alıp baygın vaziyette evine götürdüler. Evinde açtı gözlerini!.. Kendine geldiğinde, - Tövbeler olsun, diye mırıldandı. Allah adamlarının sözünden çıkmayacağım bir daha. Yanındakiler sordu hayretle: - Hayrola, niye böyle diyorsun? - Sormayın, hocam beni ikaz etmiş, "Bugün gitme!" buyurmuştu. - Eee, sen ne yaptın? - Dinlemedim onu. Ve bu geldi başıma. Siz siz olun. Büyük zatlara itiraz etmeyin. Onların her sözünde bir hikmet vardır muhakkak. *** Bir gün de sevdiği bir gence buyurdu ki: - Evladım, sonu olan bir şeyi elde etmek için sonsuz olanı vermek, akıl işi değildir. Delikanlı anlıyamadı. - Nasıl yani hocam? - Yanisi şu ki, bir dünyalık ele geçirmek için dinden taviz vermek ahmaklık, ama dinini korumak için dünyalık vermek iyidir. "İmanın gitmesi kolay mı?" - Bu devir, imanını korumak devridir evladım. Büyükler, imanını kaybetme endişesiyle söğüt yaprağı gibi titremişlerdir. - Hocam imanın gitmesi öyle kolay mıdır? - Tabii yavrum. Nasıl ki bir kelimeyle iman ediliyorsa, bir kelime ile de gidebilir mazallah. Çok dikkatli olmak lazım. - Bunun için ne yapmalı hocam? - Küfre sebep olan şeyleri iyi öğrenip bu gibi söz ve hareketlerden kaçınmalı. Müslüman, lâlettayin yaşamaz. Korkulu olur daima. *** Bir gün de sordu bir sevdiğine. - Son nefeste Allah demek ister misin? - Çok isterim hocam. - Öyleyse şimdiden söyle. Çünkü ölüm, ne genç dinler, ne ihtiyar. Sevgili Peygamberimiz "Muteber olan, sondur" buyurmuşlardır.