"Üstâdımı seviyorum!"

A -
A +

"Eşrefzâde Bursavî", âlim ve velî bir zât. Gece-gün insanlara ederdi hep nasîhat. Bir gün de buyurdu ki: (Herkes için, muhakkak, Bir İslâm âlimine lâzımdır tâbi olmak. Zîrâ ehemmiyetsiz bir "Dünyâ işi" bile, Kolay hâlledilmiyor bilmeyen bir kişiyle. Eğer mevkî sâhibi olan bir "Adam"ınız, Olmazsa, kolaylıkla hâllolmaz o dâvânız. Basit dünyâ işini hâlletmek için bile, Bir "Adam"a ihtiyâç duyulursa, hâliyle, Sonsuz azâb çekmenin mevzû bahis olduğu, "Âhiret işleri"nde, çok daha mühimdir bu. Bir sahrâda yolunu kaybeden bir kimseye, Biri yol gösterince, nasıl çok sevinirse, Âhiret yolunda da, bir "Allah adamı"na, Rastlayan, çok sevinip tam tâbi olur Ona. Öyle fazla sever ki bu Allah adamını, Ondan izin almadan, atmaz tek adımını. Nitekim üstâdına muhabbeti çok olan, Talebenin birine, sormuşlar ki bir zaman: (Evlâdım söyle bize, İmâm-ı âzamı mı, Çok seviyorsun, yoksa kendi üstâdını mı?) Bu suâl karşısında, hiç tereddüt etmeden, (Üstâdımı daha çok severim) demiş hemen. Bu cevap, garibine gitmiş soran kişinin. Demiş ki: (Nasıl olur, hikmeti ne bu işin?) Arz etmiş ki: (Büyüktür elbet İmâm-ı âzam. Onun büyüklüğünü, almaz benim havsalam. Onun kitaplarını, yıllardır okuyordum. Lâkin câhilliğimden, bir şey anlamıyordum. Ne zaman ki tanıdım çok kıymetli "Hocam"ı. Ancak anlayabildim, ben İmâm-ı âzamı. Ben, hocamı görmeden, hiçbir şey bilmiyordum. Ebedî felâkete, "Ateş"e gidiyordum. O, kolumdan tutarak, o çirkefin içinden, Çekip kurtardı beni "Cehennem ateşi"nden. Kendi insanlığımı öğretti bana hocam. Onun sâyesindedir, şimdi ne biliyorsam. O gösterdiği için bana "Cennet yolu"nu, Hiç elimde olmadan, çok severim ben Onu.) > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com