Muhyiddîn İskilibî hazretleri âlim ve velî bir zâttı.
Bir gün dergâhında sohbet ediyordu sevdikleriyle.
Cemaatten biri sordu ki:
“Dinde kocanın yeri nedir?”
Cevâben şunu anlattı:
Asr-ı saâdette bir hanım vardı ki, beyine çok iyi hizmet ederdi.
Akşam eve gelince paltosunu alır, güler yüzle karşılardı onu.
Bir gün üzüntülü geldi adam.
Hanımı merak edip sordu:
“Hayrola, neyin var senin?”
“Yok bir şey hanım.”
“Üzgün görünüyorsun ama.”
“Evet, biraz üzgünüm.”
Hanım dedi ki:
“Üzüntünün sebebi âhiretse, Allah derdini arttırsın. Yok dünya için üzgünsen üzülme boş yere.”
Adam şaşırdı:
“Neden böyle diyorsun?”
“Dert, âhiret derdidir bey. Dünya için üzülmeye değer mi?” dedi.
Büyük velî bunu anlatıp;
“Beyinin hukûkunu gözetmeyen kadın, Allahü teâlânın hakkını gözetmemiş sayılır” buyurdu.
Sordular ki:
“Ya rızâsını kazanırsa?”
“O zaman Cennete kolay girer. Nitekim hadîs-i şerifte, (İnsanın insana secde etmesi câiz olsaydı, hanımların beylerine secde etmelerini emrederdim) buyuruldu” dedi...