Yüzü nurlu ve sevimliydi

A -
A +

Emir Sultân'ın talebesinden "Şeyh Sinan" adlı biri anlatıyor: Yaşım küçüktü henüz. Babamla kavun karpuz ekiyorduk bahçemize. Ama yetişmiyordu. O sene ektiğimiz de yetişmeyince çok üzülmüştüm. Ve bir gün... Bostanda, tek başıma oturuyordum ki, at üzerinde bir kimseyi gördüm birden. Yeşil elbiseliydi. Yüzü nûrlu ve sevimliydi. Bana bakıp; - Biraz tohumluk çekirdek ver! dedi. Kavun ve karpuz çekirdeklerinden bir avuç alıp arz ettim. Onları tarlaya saçtı. Baktım, o tohumlar bir anda olgunlaştı. Çok şaşırmıştım. Hayret içinde ona bakarken; - Bana bir tane karpuz getir, dedi. İrisinden koparıp götürdüm. İkiye böldü. Yarısını yiyip, diğer yarısını bana verdi ve; - Bunu, babana ver, dedi. Beni merak edersen, ismim Emîr Sultân, yerim Bursa'dır. Babanla seni Bursa'ya bekliyorum. - Baş üstüne efendim! dedim. Bir daha da göremedim kendisini. Kaybolmuştu ortadan. Yoksa Hızır mı geldi? Az sonra babam gelip, hayretle sordu: - Bu tarlaya Hızır mı geldi oğlum? - Bilmiyorum baba. Az evvel çok nurlu ve sevimli bir zât geldi. Tohumluk çekirdeklerden istedi. - Evet. - Bir avuç verdim. Onları eliyle tarlaya saçtı. - Eee? - O tohumlar, bir anda yetişip kavun karpuz oldular. - Peki kimmiş bu zat? - Adı "Emîr Sultân"mış. Bursa'da yaşarmış. - Bir şey demedi mi? - Sana selâm söyledi ve "Babanla seni Bursa'ya bekliyorum" diye de sıkı sıkı tembih etti. Babam çok duygulanmıştı. - "Emri olur. Başım gözüm üstüne" diye mırıldandı. O gün Bursa'ya gittik. "Emîr Sultân"ın huzûru ve sohbetiyle şereflendik. Babam izin alıp geri döndü. Ben Ondan ayrılamadım fakat... E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com