Zalim baba!..

A -
A +

Halid bin Said "radıyallahü anh" gizlice iman etmiş, Mekke'nin gözden saklı yerlerinde gizli gizli ibadet ediyordu. Babasının bile haberi yoktu iman ettiğinden. Bir gün, yine tenha bir yerde namaz kılıyordu ki, diğer kardeşinin nefes nefese geldiğini fark etti. Çocuk, biraz heyecan, biraz da korku içinde seslendi uzaktan: - Haaaliiid! Babam seni çağırıyor! Eyvaah! Halid'in benzi soldu birden. Niye mi? Babası azgın bir din düşmanıydı çünkü. Ne yapacağı belli olmazdı. Korku içinde gitti. Adam Halid'i görür görmez gürledi adeta: - Duyduğum doğru mu? - Evet baba! - Muhammed'in dinine mi girdin? - Evet. Adam çılgına döndü! - Çabuk vazgeç! Yoksa! - Ama baba! - Bak hâlâ konuşuyor. Vazgeç diyorum! - Hayır, vazgeçemem! - Ne dedin? Ne dedin? - Asla vazgeçmem! Adam, elindeki kalın sopayı indirdi Hz. Halid'in başına. - Seni inatçı evlat! Bundan sonra sana aş ekmek yok! - Hiç mühim değil. - Neee!? - Benim rızkımı Allah verir. Adam iyice çileden çıkmıştı. Haykırdı: - Tıkın şunu mahzene! Ve elindeki kalın sopa, üstünde parçalandı genç sahabinin. Gaddarlığın böylesi! Hz. Halid, kanlar içinde girdi mahzene. Ki burası, havasız ve karanlık bir yerdi. Üstelik daracıktı. Ama gönlü genişti Halid'in, gökler kadar. Babası mı? Hastalanıp yatağa düştü. Ama Müslümanlara olan düşmanlığı giderek artıyordu. Bir gün, yumruklarını sıkıp söylendi kendi kendine: - İyileşirsem, hepsini öldüreceğim! Onun bu zalim niyeti, Halid'in kulağına ulaşınca çok üzüldü. Ya iyileşir de Müslümanlara zarar verirse... Bu ihtimal, huzursuz etti onu. Bu endişeyle kaldırdı bir gün ellerini. Yalvardı: - Yâ Rabbî! Hasta yatağından kaldırma babamı! Eh, mazlumun duası perdesiz ulaşırmış Allaha. Dua anında kabul oldu. Adam kalkamadı yatağından...