Zinnîre Hatun

A -
A +

Ebu Cehil katmerli öfkeler içindeydi... Yeni müslüman olan birini işitmeye görsün. Derhal koşup caydırmaya çalışırdı onu bir yolla. Zenginse; - Seni batırır, servetini yok ederiz! İtibarlı biriyse; - Seni rezil eder, halkın içine çıkamaz hale getiririz! gibi şeyler söyleyerek korkuturdu. Ya fakir ve köle ise? Onlar için yapacak tek iş vardı: "İşkence"!.. Nitekim kölelerden "Zinnîre Hatun" iman edince deliye döndüler. - Yahu bu kölelere de ne oluyor? Bizden izinsiz nasıl din değiştirebiliyorlar? diyorlardı. Kesin karar aldılar!.. - Bu suçu kim işlerse, en ağır cezaya çarptırılacaktır! Ve işkenceler başladı. Tüyler ürperten eza ve cefalar. Bu masumlardan biri de "Zinnire Hatun"du. Ebu Cehil, bir gün parmaklarını garibin gırtlağına bir kerpeten gibi geçirmiş, bütün hiddetiyle bağırıyordu: - Muhammed'in dininden dön! - Hayııır! - Lat ve Uzza'ya inan! - Hayııır! Ve "Şehadet"i haykırdı: - Lâ ilahe illallah! Ancak işkenceler sonunda iki gözünü de kaybetti mübarek. Ebu Cehil sırıtıyordu! Ebu Cehil, sırıtarak yaklaştı hemen. - Bak gördün mü? - Neyi görecekmişim? - Lat ve Uzza'yı inkâr ettin. Onlar da senin gözlerini kör ettiler. Zinnîre feryad etti: - Hayııır! Hayır! O putların, ne kendilerine faydaları olur, ne de başkasına zararları. Ve ekledi: - Ama benim Rabbim, gözümün nurunu iade etmeye kadirdir. Cenab-ı Hak mahcup etmedi onu. İki gözü de açıldı hemen. Zinnire, gözyaşları içinde kapandı şükür secdesine. Ya müşrikler? Onların kalpleri mühürlüydü. - "Bu da sihir" deyip geçtiler yine.