Uluslararası piyasalarda 2005 yılında onsunun 500 doların altında seyreden altın 2006 yılına 517 dolarla başlamış. Yıl içinde en düşük 512 dolarla en yüksek 730 dolar arasında genelde yükseliş eğilimine giren altın, yılı 636 dolar fiyatla kapamış. Uluslararası piyasalardaki türbülanstan etkilenen yatırımcının ve Çin başta olmak üzere Uzak Doğu merkez bankalarının tercihi, uluslararası piyasada altına 2006 yılında yüzde 25 değer kazandırdı. MB'ler altına yöneldi... Merkez bankalarının ve yatırımcının ilgisi 2007 yılı içinde de pek değişmedi. Altının onsu en düşük 602 doları görürken Suprym Mortgage krizinin çıkmasından sonra 845 dolara yükseldi. Uluslararası piyasalarda yılı yüzde 31'lik primle 833 dolardan kapayan altın, mortgage fonlarındaki kriz sonucu olumsuz etkilenen emlak fiyatları ve ABD ekonomisinin resesyona girebileceği, resesyonun ABD ile sınırlı kalmayıp, Japonya'dan Çin'e, hatta Avrupa'ya sıçrayacağı korkusu, altına alıcı getiriyor. Yıllardır dünya piyasalarında en küçük bir dalgalanmada yatırımcı gelişmekte olan ülke piyasalarından çıkıp ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelere kaçardı. Bu seferki kriz ABD'de çıkıp gelişmiş ülkelerin tamamını olumsuz etkiledi. Bu durumda, yatırımcıya altından başka liman kalmadığı için yıla 833 dolardan başlayan altın bir ayda 937 doları gördü. Göstergeler değişti... Uluslararası piyasada iki-iki buçuk yıl içinde yüzde yüz prim yapan altın yurt içinde doların değer kaybetmesinden dolayı aynı şekilde yansımadı. 2005 yılı içinde dolar kuru 1.4 YTL ortalama seviyesinde hareket ederken yurt içinde altının gramı 17-20 YTL arasında dalgalanıyordu. 2006 yılında yurt içinde yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle ana muhalefetin erken seçim çağrılarına bağlı olarak artan siyasi risk ve global piyasalarda yaşanan türbülans nedeniyle dövize gelen talebe bağlı olarak doların 1.75 YTL'den işlem görmesi yıl içinde altının iki kez 34 YTL'nin üzerine çıkmasına neden oldu. Ancak yurt içinde 23 bileşiklere yükselen faizler kurdaki artışla birleşince yabancı yatırımcı için büyük bir avantaja dönüştü. Çıkması beklenen sıcak para çıkmaktan vazgeçtiği gibi ülkeye oluk oluk akmaya başladı. Yurt içindeki performansı 2007 yılı Eylül ayı sonlarına kadar 27-30 YTL arasında dalgalanan altın ekim ayı başında ABD mortgage fonlarındaki kriz ve sonrası resesyon korkularından dolayı 32 YTL , 2008 Ocak ayında ise 34 YTL'yi gördü. Ancak hâlâ gelişmekte olan ülkeler içinde en yüksek faizi vermeye devam ettiğimiz için sıcak para girişi sürüyor. Uluslararası piyasalarda çıkan krizlere bağlı olarak yüzde yüz primle seyreden altın piyasaların toparlanmaya başlamasıyla realizasyonu kaçınılmaz olacaktır. Ayrıca yurt dışındaki toparlanma yurt içine para girişini artırır. YTL'deki artışın devamı altının prim yapmasını zorlaştırabilir. Altınla ilgili bize gelen birçok soruya cevap verebildiğimizi umarım.