Geçen hafta Uluslararası piyasalarda altının onsu 589.65 dolara kadar yükseldi. Tarihin en yüksek seviyesini gören altın haftayı 583.5 dolardan kapattı. Uluslararası yatırımcıların global ekonomilere ve kağıt paraya olan güvensizliği altına talebi getiriyor. Son aylarda Uzak Doğu ve Körfez ülke merkez bankalarının dolar rezervlerini azaltıp yerine bir miktar altın ve euro sepetine yönelmeleri uluslararası piyasalarda altın fiyatlarının artmasına neden oldu. Dünya güvenliğini tehdit eden terör olaylarının ardından artmaya başlayan ve aylardır 60 dolarların üzerinde tutunan petrol fiyatları ülke ekonomilerinde enflasyonist baskı oluşturuyor. Diğer yandan dünyanın 4. petrol ihracatçısı İran'ın uranyum zenginleştirme programını durdurması için ekonomik ve askeri yaptırımlar gündeme geliyor. İran'ın petrol borsası kurarak dolar yerine euroyla satış yapma isteği ABD ile iplerin daha da gerilmesine neden oluyor. Petrol fiyatlarının "yükselme" beklentisi ülke ekonomilerini, dolaylı da olsa uluslararası yatırımcıları tedirgin etmeye devam ediyor. Güçlü dolar politikasına geri dönülüyor Geçen salı günü ABD Merkez Bankası FED, faiz oranlarını 0.25 puan artırarak toplam 4.75 puana yükseltti. Dünyada oluşan piyasa şartlarına göre de artırımların devam edebileceği sinyalini verdi. Son günlerde uluslararası merkez bankalarının dolar rezervlerinden kaçışına tedbir olarak FED Başkanı Barankey, faiz oranlarını önümüzdeki aylarda da artıracaklarını piyasalara hissettirerek, yeniden güçlü dolar kuru politikasına dönme sinyalini veriyor. Uzak Doğu'nun ardından Arap ülkelerinden gelen "euro ve altın rezervlerini artıracağız" açıklamaları da; FED'i, düşük kur rejimini gözden geçirmeye zorladı. Doları bıraktık, endeks nereye kadar düşer? FED'in faiz oranlarında artırıma devam edeceğinin anlaşılmasının ardından bizim de aralarında bulunduğumuz gelişmekte olan ülke piyasalarından para çıkışlarının devam edeceği sonucu çıkıyor. Dünyada her geçen gün değişen şartlar yurt içi piyasalara da yansıyor. Aylardır TL yatırımı için gelen sıcak para döviz üzerinde baskı oluşturuyordu. Son günlerde uluslararası piyasalardan kaynaklanan likidite akışı kesildi. Haftalar süren "önce dolar/ YTL kuru daha nereye kadar düşer" tartışmaları birden kesildi. Şimdi "İMKB endeksi nereye kadar düşer" tahminleri yapılmaya başlandı. 48.200 seviyelerinden 40.700 seviyelerine kadar gevşeyen İMKB endeksinde yabancı payının 68'li seviyelerden 66 seviyelere kadar düştüğünü gördük. 2 puanlık geri dönüş yurt içinde döviz piyasasına talebi getirdi. Dolar kurunun 1.3 YTL'den 1.36.75 YTL'ye kadar yükselmesine neden oldu. Son günlerde global piyasalarda değişen şartlardan dolayı piyasalarımızdan çıkmak isteyen yabancı yatırımcının olduğunu düşünüyoruz. Ancak piyasada yabancı payını karşılayacak miktarda alıcı yok, satamıyorlar. Satış devam etse hisse fiyatları düşerken diğer tarafta kur fırlayacak. Kurun artması ve hisse fiyatlarının düşmesi yabancı yatırımcının overollarının düşmesine ve zararlarına neden oluyor. Neresinden bakarsanız bakın işlerine gelmediği için piyasayı ve endeksi tutmak zorundalar. BIRAKAMIYORLAR! Ellerindeki hisseleri satmanın tek yolu endeks yatay giderken hisse bazlı yükselişlerle mal çıkmak. Günlerdir piyasalarda gördüğümüz hisse bazlı hareketler de düşündüklerimizi doğruluyor.