Geçtiğimiz haftasonu Kıbrıs'ta yapılan referandumların neticesinde Türk kesiminin 'evet', Rum kesiminin de 'hayır' demesi, piyasalarda böyle bir sonucu beklenmesine rağmen yatırımcıların moralini bozdu. Aylardır piyasalarımızda yatırım yapan yerli-yabancı tüm yatırımcıların uzun vadede beklentisi, AB'den Aralık 2004'te müzakerelere başlama tarihi almasıydı. Kıbrıs ise bu beklentinin önündeki en önemli problemdi. Bu problemi aşmak için de özellikle Başbakan ve kabinesinin gayretleri yerli-yabancı tüm yatırımcıları umutlandırdı. Önce Kıbrıs meselesinin çözülmesi ardından da Aralık'ta AB'den müzakere tarihi alınması şeklindeki nihai beklenti, İMKB 100 Endeksini 21.300 puana, faizleri %22 seviyelerine, doları da 1.300 bin TL kademelerine kadar taşıdı. Bizim piyasalarımız son günlerde baharı yaşarken yurt dışı piyasalarda tam tersine sonbaharı yaşadı. Haftalardır gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere dünya borsalarında yabancı satışlar hakimdi. ABD'nin faiz artırımı beklentisi de dünya borsalarına satış getirdi. Yaklaşık iki hafta önce İMKB'de bir kaç hissede yabancı satışları görmüştük. Ama önümüzde önemli bir beklenti olduğu için hem satışlar ciddi boyutta devam etmedi, hem de gelen cılız satışları piyasalar canlı olduğu için hemen karşıladı. Piyasalar hassaslaştı Haftaya moralleri bozuk başlayan yatırımcılar piyasaların açılışı ile birlikte borsa ve hazine bonolarında satışa yöneldi. Borsa düştü hazine bonolarının faiz oranları ise yükseldi. Borsa ve Hazine bonosundan çıkan bir miktar TL'de dövize kaydı. Özellikle de dolar tercih edildi. Bizim insanımızın karakteristik özelliklerinin başında aşırı duygusallık gelir. Çok çabuk tepki veririz. Bu hafta da piyasalarda bu özelliklerimizin hepsini sergiledik. Haftalardır hiç dikkate almadığımız yurt içi ve yurt dışı ekonomik verileri birden bire önemsemeye başladık. Aniden haftalardır düşen yurtdışı borsalarını dert edindik. Moody's'in TL'nin aşırı değerlenmesi ile dış ticaret açığımızın 20 milyar dolara ulaştığı şeklindeki açıklamaları moralleri bozdu. Ayrıca, Fransa Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'nin AB üyesi olabilmesinin en az 10 yıllık bir süreden sonra gerçekleşebileceğini söylemesini de bunlara ekleyebiliriz. Dedik ya, moralimiz bozulmaya görsün, kârı-zararı düşünmeden hele hele yabancı yatırımcı satmadan önce ben satıp kaçayım psikolojisi ile satışlar hızlandı. İMKB 100 Endeksi, kısa sürede 17.471 puana düştü. Spot piyasada hazine bonoları %23'den %25 bileşik faizlere yükseldi. Dolar ise bankaların açık pozisyonlarını kapatma paniğinin başını çektiği alıcı kitlesi ile 1460 bin TL seviyesine kadar yükseldi. Perşembe günü, bu manzara ile piyasalar kapandı. Zaman farkından dolayı akşam geç saatlerde ABD'den beklenen açıklama geldi. ABD'de, yılın ilk çeyreğindeki büyüme hızı piyasaların beklentisinin altında kaldı ve işsizlik oranındaki artış beklenenden daha fazla çıktı. Bu iki gelişme de piyasanın beklediğinin aksine gerçekleştiği için ABD Merkez Bankası FED'in faiz artırımına gitmesi kısa vadede pek mümkün görünmüyor. Bu da özellikle yabancı yatırımcıların dünya borsalarından kaçışını en azından yavaşlatmasına sebep olur. Bu beklenti cuma günü etkili olmaya başladı. Sabah açılışla birlikte döviz ve faiz gevşedi. Dolar gün boyu gelen satışlarla haftayı 1420 bin TL seviyesinden kapadı. Hazine bonosuna az da olsa alıcı geldi ve bileşik faizler haftayı %24 seviyesinden kapadı. Borsada açılışla birlikte alışlar gözlemleniyor. Gelen tepki alışlarına fazlaca satışların gelmemesi moralleri biraz olsun düzeltti. İkinci seansta özellikle İMKB 30 hisselerine sınırlı da olsa gelen alışların etkisiyle İMKB 100 Endeksi yeniden 18.000 seviyesini geçerek 18.022 puandan tamamladı. İMKB - 100 İMKB 100 Endeksi'nin 18.300-18.750 seviyelerinde yeni kısa vadeli dirençleri, 17.400-17.000 kademelerinde de yine kısa vadeli destekleri bulunuyor. Orta vadede hisse bazlı hareketlerle endeksin 18.750 ile 16.500 direnç ve destek seviyeleri arasında yatay hareket edebileceğini düşünüyorum. Beklentiler Geçtiğimiz hafta piyasalarda yaşananları, 25 Nisan 2004 tarihli yazımın beklentiler bölümünde önceden belirtmiştim. Bunu da şunun için vurgulamak istiyorum. Geçen hafta piyasalarda bu olumsuzluklar yaşanırken medyada da bir çok olumsuz yorumlar yapıldı. Öyle ki, bugünlerde yaşadıklarımız Kasım 2000 ile Şubat 2001 krizleri ile eş tutularak istemeden de olsa KRİZ çığırtkanlığı yapıldı. Piyasalarda yaşananlar bize göre gayet normaldi. Borsa 10.000'lerden 21.000 puanlara kadar çıkarken dolar 1.700 bin TL'lerden 1.300 bin TL'ye düştü. Faizler de %70'lerden 22 seviyelerine gevşerken hep neleri konuşuyorduk hatırlayalım. Hükümetin ekonomik programa sahip çıkması, Kıbrıs'ta problemlerin çözülmesi ile nihai hedef olan AB'den Aralık 2004'te görüşmelere başlama tarihi almak... Bu hedefe baktığımızda bugün için Türk hükümetinin üzerine düşeni yapmasına rağmen arada bazı arızalar olmuştur. Ama inşaallah nihai hedefimizde şaşma olmaz. Bugünlerde yaşananlar da arızalara dayalı olarak piyasaların sınırlı olumsuz tepkisidir. Bu görüş ve beklentilerle teknik analizlere bakalım. Doların 1.460 bin TL ara direncinde satışların gelmesi ve haftayı 1.420 bin TL'den kapatması, kısa vadede ABD Merkez Bankası FED'den faiz artırım haberi gelmez ise döviz gevşemesini sürdürecektir. Doların yeniden kısa vadede 1.380 bin ara desteğine gevşeyeceğini düşünüyorum. FED'in aksi açıklamasında ise 1.520 bin direnç seviyesi olarak önümüze çıkıyor. Hazine bonosunda ise olumsuz bir haber gelmemesi halinde bileşik faizlerin %20 seviyelerine doğru gevşeme eğilimini sürdüreceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Önümüzdeki haftada ise %23 ile %24 bandında hareket edebilir. Borsada ise, İMKB 100 Endeksi'nin orta vadede 18.700 ile 16.500 bandında yatay hareket edebileceğini düşünüyorum. Bu sürede daha çok hisse bazlı hareketlere piyasa sahne olacak. Endeksin kısa vadede ise 16.400 ve 17.000 seviyeleri destek kademelerini oluşturuyor. 18.300 ve 18.750 seviyeleri de yeni direnç noktaları. Bu seviyenin aşılması için yeni ciddi para girişine (işlem hacmine) ihtiyaç var. Bu gerçekleşir ise de 19.500 seviyeleri yeni direnç noktalarımız olacaktır. Tekrar tekrar hatırlatmak istiyorum. Piyasalarda dolar nasıl ki 1.700 bin TL seviyesinden gevşediyse, borsada 10 binli seviyelerden 21.000'li seviyelere çıktıysa bugünkü yükseliş ve çıkışlar da gayet normaldir. Piyasalar içinde ülke ekonomisi içinde GEREKLİDİR. Bu konu spekülasyonlara çok açıktır. Menfaat çevrelerinin yapabileceği spekülasyonlara lütfen kapılmayalım.