2024 yılı itibarıyla okullar 180 gün açık. Yani yılın yarısı ders anlatılıyor. Bazı branşların öğretmenleri haftada 15 saat (2 gün) ders vermekte. 1 milyon öğretmenin 250 bin kadarı ayda 8 gün okula gitmekte.
Bir öğretim yılı 36 haftadır. Haftada 2 gün okula giden öğretmen yılda 72 gün işe giderek 12 ay maaş alıyor.
Kanada gibi gelişmiş ülkelerde öğretmenler, dersi olsun ya da olmasın 4-5 gün okulda bulunmaktadır. Bizde de bu uygulamaya mutlaka geçilmelidir.
Öğretmenler şu anda, kıdemine göre 38-60 bin TL arasında maaş alıyor. Bazı öğretmenler ayda 5-20 bin TL de ek ders ücreti almakta. 2025 yılında bu maaşlar yüzde 10-20 oranında artacaktır. Uzman öğretmen ve başöğretmenler ise diğerlerinden yüzde 5-15 kadar fazla maaş alıyor.
Asgari ücretin 17 bin TL olduğu bir ülkede kamu öğretmenlerinin aldığı maaş, halkın ortalama aylıklarının üzerindedir.
Öğretmenlerin yüksek maaş alması tarafındayım. Ancak, ayda 8 gün çalışma "kalkınma" için azdır. Zorunlu olarak girilmesi gereken ders sayısı 15'ten 20-25'e çıkarılmalıdır. Bu görüşüme öğretmenlerin(?) yüzde 99'u hakaret ederek cevap verecektir... Projeksiyonu açıp, akıllı tahtayı çalıştırıp slayt okuyan öğretmen kitlesinden başka söz de beklenmez zaten...
MEB'in öğretmenlerin rotasyonlu görev yapması uygulamasını da mutlaka başlatması verimlilik için şarttır. 30-40 sene aynı okulda çalışma olmamalıdır.
İnternet çağında yaşıyoruz. Bilgiye erişmek çok kolaylaştı. Yabancı dil bilmeye bile gerek kalmadı. Web tarayıcıları her türlü yazıyı her dile çevirebilir hâle geldi.
Millî Eğitim Bakanlığı öğretmenleri daha çok çalışmaya itmek (sevk etmek) için en az bir kitap yazma konusunda teşvik edici kararlar almalıdır.
30-40 yıl öğretmenlik yapan her eğitimci en az bir kitap yazabilir. Yazılan kitabın basılmasına da gerek yoktur. Google, Kobo, Amazon gibi siteler e-Kitap satışını da yapmaktadır. Yazılan kitaplar PDF ya da başka formatta satışa sunulabilir.
Kitap yazmaya yönelen bir eğitimci ortalama 50-100 kitabı incelemek zorunda kalır. Bu da öğretmenin ufkunu genişletir. Öğretmenlerin kalitesi artmadan asla ileri ülke olamayız.
Ali Özdemir/Eğitimci-Yazar-Yayıncı
“Feridun Ağabey, elektrikli araç almak istiyorum bu anlamda devletin açtığı çığırı da destekliyorum. Ama şarj istasyonlarının bilhassa Anadolu’da yeterli olmadığı konusunda duyumlar alıyorum. Elektrikli arabamla bu ülkenin her yerine rahatlıkla yolculuk yapmak konusunda bir sıkıntı yaşamadan gidebilmem mümkün mü?” diyen Refik Alper isimli okuyucumuza inşallah o da olur diye temenni ediyoruz.
Ailesi tarafından aşağılanmayan desteklenen çocuklar toplum içine çıktıkları zaman asla tedirgin olmazlar. Ailesi tarafından aşağılanan, azarlanan, hatta çok çok üzücü olmakla birlikte maalesef dövülen çocuklar aile ortamının dışına çıktıklarında korkak, pısırık, tutuk olacaktır. Çünkü yaptığı her harekette ailesi aşağıladığına göre diğerleri de aşağılar düşüncesi onun hemen her hareketini engeller.
Eğer bir çocuk bir şeye uzanırken, bir şeyi isterken, bir şeyi izlerken bir gözü annesinde veya babasında ise o çocukta kesinlikle aile içi baskı vardır. Ve o çocuk öz güven eksikliği çekmektedir. Bu çocuk ailede olduğu gibi arkadaş çevresinde de okulda eğitim aşamasında da sürekli problemli çocuk olarak karşımıza çıkar. Bu durumu okulda öğretmeni fark edebilmelidir. Ya da böylesi durumlarda okulun psikoloğuyla irtibata geçilmelidir. Çünkü o çocuğun öz güvene şiddetle ihtiyacı vardır.
Büyükleri tarafından gerçekten sevilen ve sevildiği kendisine belli edilen, konuşması bir büyüğün konuşması gibi kesilmeden dinlenen, yaptığı ev ödevini getirip gösterdiğinde bir büyük insanın kendisiyle önemli bir bilgisini paylaşıyormuş gibi onun sevincini paylaşan, üzüldüğünde onun üzüntüsüne değer verip onu teselli eden; kısaca ailede yaş ve beden olarak küçük olsa da bir büyük aile bireyi varmış gibi davranılan çocuklar kesinlikle öz güven içinde büyür.
Arkadaş çevresinde, okulda, sınıfta asla ikinci planda kalmaz. Asla çekinceli davranmaz, fikirlerini açık yüreklilikle söylemekten çekinmez ve hiçbir etkinlikten geri kalmaz. Böylesi çocuklar okulda arkadaşları tarafından da öğretmenleri tarafından da çok sevilirler.
Erdinç Üstündağ-Psikoloji ve Kişisel Gelişim Uzmanı
Anlat Derdini Feridun Ağabey'ede önceki yazılar...