Feridun Ağabey, bir arkadaşımın bana paylaştığı bir yazı beni hem şaşırttı hem düşündürdü. Diyordu ki gelen yazıda insanlar petrol için birbirini yiyor, ülkeler birbiriyle savaşıyor. Oysa bir litre benzinin fiyatı 40 lirayken bugün bir litre zeytinyağının litresi 450-500 lirayı buluyor. Ne alaka bir kıyaslama diyebilirsiniz ama yazıda diyor ki İspanya zeytinyağı ihraç ederek yılda ne kadar kazanıyormuş biliyor musunuz? Tam 24 milyar lira kazanıyormuş.
Peki bizim ülkemiz de zeytinyağı ihraç ederek bu kadar para kazanabilir mi? Ne kazanabilmesi mevcut elimizdeki zeytinliklerden zeytinyağı üretimini yapıp ihracata yönelsek İspanya’nın tam dört katı ihracat potansiyeli olan bir cennet vatandayız. İki yüz milyar dolarlık bir ihracat kapasitemiz var iken koskoca ülke olarak 400 milyon dolarlık bir ihracat ancak yapabiliyormuşuz. Aslında bir düşündüm de gerçekten sadece bu konuya devlet ve millet olarak yönelmiş olunsa ülkemiz birkaç yıla kalmaz petrol ihraç eden ülkeler gibi zeytinyağından gelir elde ederek kişi başı millî gelirini Avrupa Birliği ülkelerinin de üzerine çıkarabilir... Kaldı ki zeytin ağacı dikecek o kadar da boş arazilerimiz mevcut. Bu duruma göre petrolden daha değerli ve kıymetli bir stratejik ürünümüz varken neden bu cennet vatanda ekonomik cehennemi yaşıyoruz anlamıyorum” diyen değerli Hakan Sağıroğlu isimli okuyucumuz, bu cennet vatanda sadece zeytinciliğimiz değil aynı şekilde fındığımızı da bu şekilde değerlendirsek Türkiye dünyada fındık üretiminin en yaklaşık %70’ini üretiyor. Fındıktan elde edilen birçok ürünü başka ülkeler bizden çok ucuza aldıkları fındıktan elde ederek dünyaya ihraç ediyorlar. Hatta turizm geliri artsın diye harcanan bütçe hayvancılığımız için harcansa bile ülkede hem et bolluğu yaşarız hem et ihracatı yaparız. Bu ülke şeker pancarı üretiminde de böyleydi, narenciye üretiminde de tütün üretiminde de... Ama inşallah yerli silah sanayimizde olduğu gibi devletimiz yeni Türkiye Yüzyılı’nda bu yer üstü zenginliklerimizi de yeniden değerlendirmeye alır ve katma değer ürünler ile tarım ve hayvancılığımızda da istenilen ve arzu edilen seviyelere geliriz inşallah. F.A.
***
Sesimize ses veren Koçtaş’a teşekkür ediyoruz
“Feridun Ağabey iyi günler. 4 Ekim 2024 tarihinde gazetenizde “Bir derdim var” köşesinde yayınlanan şikâyetimle ilgili olarak aynı gün içinde (4.10.2024) Koçtaş AŞ Genel merkezinden satış danışmanı arayıp şikâyetimizin alındığını belirterek bizzat kendi tarafımdan takip edeceğini beyan etmişti. Daha sonraki 2-3 kez görüşmemiz sonucunda 5.11.2024 tarihinde ilgili ürün evimize kurulumu yapılarak tarafımıza teslim edilmiştir. İlgili ürünün tarafımıza teslim edilmesinin en büyük nedeni sizlerin sesime kulak vererek yardımcı olmanızdan kaynaklanmıştır. Bunun için size ve gazetemize çok teşekkür ederim. Hayırlı günler dilerim. Saygılarımla” diyen değerli okuyucumuz Mehmet Ali Doğan’a ve elbette ki bizlerin çağrısını dikkate alıp kurumsal sorumluluk çerçevesinde sizlerin derdine çözüm üreten değerli Koçtaş yetkililerine çok teşekkür ediyoruz. İyiler bir araya geldiğinde iyilikler mutluluğa dönüşür... Saygılarımızla... F.A.
***
Diyanet Akademisi birinci dönem mezunları diyor ki:
“Feridun Ağabey selamünaleyküm. Bizler Diyanet Akademisi 1. Dönem mezunlarıyız. Sekiz ay önce 8 ay süren akademik eğitim alarak bitirme sınavı ile mezun olmuş imam hatipleriz. Şu anda bir çoğumuz ülkemizin çoğu yerinde hatta mezra denilen kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde 4 yıl sözleşmeli çalışıyoruz. Bunu yaşayacağız. Din hizmeti vermekten de gocunmuyoruz, aksine işimizi seviyoruz. Ancak Akademi mezunu olmamıza rağmen bunu ispatlayacak elimizde diplomamız yok. Akademiden mezun olduğumuza dair diploma verilmedi. Kanunda yönetmelikte yeri var. Yarın Diyanet’ten ayrılsak elimizde diploma yok. Defalarca müftülüğümüze konuyu aktardık. Ama kimsenin bu konuda söyleyebileceği bir şey yok. Herkes âdeta duvar olmuş gibi susuyor. Son çare sizsiniz. Bir de içimizde ailesini sılada bırakmış arkadaşlarımız var. Kur'ân kursu öğretmeni bacılarımız var. Aile birliği bozulmasın diye bunların eş durumlarından dolayı, mecburi hizmet olan kalan 4 yılı, ikametlerine yakın yerde yapması için şartların değişmesini sağlayacak bir yazıya yer verir misiniz?”
İsmi mahfuz...