samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Semt sakinleri kimyasal gaz salınımına maruz kalıyor

A -
A +

“Feridun Ağabey merhaba, İstanbul'un Beylikdüzü ilçesi Kavaklı semtinde ikamet etmekteyim. Hemen yanı başımızda bulunan Beylikdüzü Organize Sanayi Bölgesi (BOSB) tarafından, özellikle sabah ve akşam saatlerinde, esintili havalarda bazı firmalarca geniz yakıcı kimyasal gaz salınımı yapıldığını üzülerek belirtmek isterim. Bu gazların toksik ve potansiyel olarak radyoaktif partikül içerdiği endişesini taşımaktayım.

 

Bu konuda birkaç defa CİMER üzerinden şikâyet kaydı oluşturmuş olmama rağmen, henüz olumlu bir sonuç alamadım. Ayrıca, konuyla ilgili BOSB Çevre Mühendisi ile de iletişime geçerek yürütmekte olduğu çalışmalar hakkında bilgi talep ettim. Kendisi, tespit edilen firmayı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne bildirdiklerini belirtmiş, ancak firma ismi vermekten kaçınmıştır. Bu nedenle, firma ismi paylaşamıyorum.

 

Bu iletiyi, kimyasal gazların etrafı kapladığı bir zaman diliminde yazıyorum. Kimyasal gaz salınımının orta ve uzun vadede kanser vakaları ve bölge halkı sağlığının tehlikeye girmesi ihtimaline karşı, söz konusu firmaların ve şüphe uyandıran diğer firmaların, ilgili devlet kurumlarımız (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı veya İstanbul Valiliği) tarafından bir kez daha incelenmesini ve denetime tabi tutulmasını ve ayrıca bu tür davranışların kalıcı olarak menedilmesini arz ve talep ediyorum. Saygılarımla...

 

     Bir İhlas Marmara Evleri 2. Kısım Sakini

 

 

 

 

 

Festival, şenlik vb. harcamalar artık son bulsun!

 

 

 

Halkın, kamunun, devletin kaynaklarını festivallere, şenliklere bol keseden dağıtan en hafif tabirle sorumsuz kimseleri burada protesto ediyorum. Çiftçinin, hayvancının, asgari ücret ile çalışanların, küçük esnafın, emeklilerin, işsizlerin yarı aç yaşadığı, devlet yetkililerinin tasarruf diye çırpındığı bir süreçte organizasyon diyerek belli tiplere milyonlarca lira saçan her kim varsa milletin ahından kurtulamayacaktır. Bilime, kültüre, eğitime, kitaba, arıtmaya, modern tarıma gelince kaynak yok diye ağlaşmak bu ülkenin millî yarasıdır. Para saçarak, laf ebeliği yaparak, binbir yalan söyleyerek seçilip sonra da halkın vergilerini çarçur etme dönemi artık bitmelidir...

 

56 yaşındayım. Bugüne kadar hiçbir paralı, parasız konsere iştirak etmedim. Bundan ötürü kendimde eksilen bir şey olmadı. Benden kesilen vergileri lüzumsuz yerlere saçan ne kadar sorumsuz varsa onlara da beddua ediyorum. 21. yüzyıldayız. Sanal gerçeklik ve yapay zekâ sayesinde milyonlarca müziği, konseri, sergiyi, çalgıyı bir kuruş harcamadan izleyip eğlenebiliriz... 81 ildeki, 930 ilçedeki, 400 beldedeki belediyeleri kapatalım. Biz başkanlar olmadan da yaşarız. 1400 kişi elini vatandaşın cebinden çekmiş olur. Valiler, kaymakamlar günde 1 saatlerini park, kaldırım, sokak, çöp, su işlerine ayırıversin yeter. Enflasyonun düşmemesinin bir sebebi de bu tür belediye harcamalarıdır. Zira değişik sanat organizasyonlarına diyerek çöpe giden milyonlar, lüks eşyalara, şatafata, pırlantaya, villalara giden milyonlar hiç olmazsa halkın hizmetine tekrar dönmüş olur.

 

     Ali Özdemir/Eğitimci-Yazar

 

 

 

 

 

Herkes kendinden bir şey tavsiye ediyor ama...

 

 

 

“Feridun Ağabey son zamanlarda değişik platformlarda değişik isimler sağlık adı altında insanlara yol gösterir tarzda uç örnekler vererek kendilerinin ne kadar çok hassas olduklarına da vurgu yaparak bazı tavsiyelerde bulunuyorlar... Vücutta bilmem ne vitamini olmadığında, vücutta bilmem hangi madde azaldığında, vücudu doğal beslemediğimiz zamanda diyerek ve bilerek bilmeyerek insanlara sürekli bir yerlerin ürettiği bir yerlerde hazırlanan ürünleri tavsiye ediyorlar. Oysa insanlara bu kimseler doğa ile uyumlu bir vücuda sahip olunduğunu ve doğa ile uyumlu bir hayat sürdüğünde zaten böyle bir ihtiyaca da gerek kalmayacağını söylemiyorlar. Sadece bir konuda dikkat çekmek bile yeterlidir diye düşünüyorum. İnsanlar normal olarak doğaya bir baksınlar... Doğadaki canlılar beslenme için ekstra vitamin alıyorlar mı? Bilmem ne damlası istiyorlar mı? Bilmem ne takviyesine gerek duyuyorlar mı? Peki onlar nasıl kocaman kocaman canlı oluyorlar? Nasıl sağlıklı yaşıyorlar? Nasıl doğanın verdiği gıdalar ile yetinebiliyorlar? Peki biz insanlar olarak doğadan bir varlık olarak mevsime göre yiyip içerek mevsime göre giyinerek, mevsime göre uyuyup kalkarak hayatımızı doğaya uyumlu yaşamak varken neden bize doğanın dışından yapılan bu tür önerilere kendimizi uydurmaya çalışıyoruz? Saygılarımla...”

 

     Mehmet Özdemir

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yalınız Efe18 Kasım 2024 11:02

Kapitalizm, tabiatı kendine uydurmaya çalışan ve insan hayatını değil kârı esas alan, Adam Smith'in oluşturduğu ve başını çektiği, insanların sömürüldüğü bir sistemdir.