Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'la buluşuyoruz ve 2024'te yapılanları, bu yıl yapılacakları konuşuyoruz... Umut mesajları alıyoruz. KKM'da kamu desteğinin kalkacağını, kur politikasında değişiklik yapılmayacağını, istihdam dostu politika uygulanacağını, nüfusun yaşlanması ile ilgili önlemler alınacağını öğreniyoruz.
Doğru bilinen yanlışlar konusunda bilgileniyoruz. Mesela DPT'nin varlığına son verilmediği, Strateji Başkanlığı'nın bu işlevi daha geniş boyutu ile yerine getirdiği bilgisini alıyoruz.
Ve Yılmaz'ın tıpkı bakanlığı döneminde yaptığı gibi Türkiye'nin dört bir yanında ekonominin önemli kurumları ile görüşmeye devam ettiğini, onları dinlediğini öğreniyoruz.
Bu görüşmelerde çeşitli kurumların çalışan bulamama sorunuyla karşı karşıya kaldığını dile getirdiklerini ifade ediyor ve ekliyor:
-İş dünyasının dile getirdiği sorunlardan biri "yeterince çalışan bulamama" sorunu. Ankara Sanayi Odası da bunu söylüyor, Konya'daki Sanayi Odası da İstanbul organizedeki kuruluşlar da... Yeterince çalışan bulamama sorunu Türkiye'nin hakikaten bugün önemli sorunu hâline gelmiş durumda. Tabii belli işleri yapmama, tercih etmeme gibi sebepler de var bunun içinde.
Peki sorunun çözümü nedir? Bu konuda Türkiye'nin iki numarası ya da Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı ne düşünüyor? İşte Yılmaz'ın bu çözüme ilişkin cevabı:
-Önümüzdeki dönem özellikle kadınların iş gücü piyasasına daha fazla girmesi Türkiye'yi bu konuda rahatlatacak. Şu anki tabloya baktığımızda kadınların iş gücüne katılımı düşük gibi görünüyor. Gerçi son 20 yılda çok arttı, ama yine uluslararası mukayeselerle düşük gibi görünüyor. Ama şu anda üniversitede okuyan kadınlara bakın, genç kızlara bakın. Son 20 yılda kızların yükseköğrenimdeki okullaşma oranı yüzde 14'lerden yüzde 51'lere geldi. Bu ne demek biliyor musunuz? Hiçbir şey yapmasak bile önümüzdeki dönemde çok ciddi anlamda kadınlar iş gücü piyasasına girecek demek. Çünkü bunu ölçüyoruz, üniversite mezunu kadınlarda iş gücüne katılım oranı yüzde 60'larda, 70'lerde. Daha önce olmayan mesleklerde de kadınları göreceğiz.
Zaten iş gücü piyasasındaki sıkıntıyı kadınlar çözecek. Peki kadınların çözümü bu alanla sınırlı mı? Bizce değil.
Önümüzdeki Perşembe günü yani 9 Ocak'ta yedinci defa düzenlenecek Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi ve Ödül Töreni iş dünyasına yeni isimlerin adım atmasını sağlayacak. Zirve Başkanı Senur Akın Biçer umudunu şu sözlerle dile getiriyor:
-Her zirveden sonra yeni kadın girişimcilerin ekonomiye katıldığını görüyoruz. Ödül alan kadın girişimcilerin işlerini büyüttüğü bilgisini alıyoruz.
Evet hem Cumhurbaşkanı Yardımcısı hem de Türkiye'nin önemli iş insanlarından Zirve Başkanı Senur Akın Biçer'in ifade ettiği gibi ekonominin yarınlarında kadınları daha aktif olarak göreceğiz.
Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) tarafından düzenlenecek zirvenin önemli konuşmacılarından biri olan Mehmet Önder daha önce ödül verirken, "Bizde kadınların etkinliği arttıkça kuruluşumuz büyüdü" demişti.
Konuşmacılara baktığımızda hepsinin olduğu yeri yükselttiğini görüyoruz.
Dilek Çapanoğlu İstanbul Akvaryum'da, Çiğdem Çakmak Yurdagel tarım bankacılığında, Nazan Eke kozmetikte, Nihal Sabak yerel yönetimde, Mana Posacı e-Ticaret'te, Hale Yıldırım finansta ve Münteha Adalı girişimcilikte harika işlere imza atıyor.
Kültür Bakanlığı Tamzara Dokuma Sanatçısı ve Kadınlar Dokuyor Kooperatifi Başkanı Hatice Cağcağ, Ekodoku Kooperatif Kurucu Ortak ve Başkanı Esra Üzel Yüncüler ve Dokumacı Nevruz Köyü Kadınlarından Ayşenur Can ve çok sayıda kadın kooperatifi başarı hikâyelerini paylaşacak...
Ve sonunda bu yılın ödülleri verilecek. Merak ve heyecanla bekliyoruz.
En son TGRT Haber'de birlikte olmuştuk Yavuz Altun ile... Happy Center Marketleri CEO'luğu görevini üstlenen bu önemli isimle sohbette entelektüel derinliğinde çok etkilenmiştim.
Daha önce Güvenilir Ürün Platformu Danışma Kurulu üyesi olarak onunla birçok toplantılarında karşılaşmıştım ama bu farklıydı.
Ve yeni kitabını okumadığımı fark ettim. Şu anda Yavuz Altun'un "Katlamalı Büyüme Strajesi" kitabını okuyorum.
Happy Center Marketleri CEO'su Yavuz Altun, birçok ülkede yaptığı sunumları kitap hâline getirmiş, çok da iyi yapmış. Değişime ilişkin görüşlerine ağırlıkla yer verdiği kitabında farklı konuları masaya yatırıyor.
Kitabın derinliklerine dalmışken Yavuz Altun'un çok önemli bir notunu gördüm...
Türkiye'nin meyve üretiminde dünyada dördüncü sıraya yükseldiği bilgisini paylaşıyordu ve şöyle diyordu:
"Türkiye meyve üretiminde gelgitler yaşamış, son yıllarda ise istikrarlı bir ivme yakalamış, yıllık yaklaşık 27 milyon ton üzerinde meyve üretimiyle dünya sıralamasında dördüncü sırada. Türkiye'nin başlıca ürettiği meyveler arasında kiraz, kayısı ve incir öne çıkmakta. Ve ayrıca fındık, kiraz, incir ve kayısı üretimi ve ihracatında dünya lideri konumunda. Bu başarıda, Türkiye'nin çeşitli iklim şartları ve verimli toprakları önemli bir yere sahip. Bu ürünlerle global lige çıkacak ülkemize özgün markalara ihtiyacımız var."
Uluslararası bilgilendirme notuna baktım tespit doğruydu... Çok heyecanlandım.
Türkiye meyve üretiminde Çin, Hindistan ve Brezilya'nın ardından dördüncü sıraya çıkmıştı.
ABD, İtalya, Meksika ve İspanya gibi ülkeler gerilerde kalmıştı. Nasıl oldu bu diye hemen Yavuz Altun'u aradım... Cevap çok ilginçti:
-Brezilya kakaoyu da dâhil ediyor. Aslında biz üçüncü sıradayız. Kurumsallaşmanın burada çok önemli rolü var. Çok mücadele verdik. Artık dünya çapında markalarımız var. Perakendenin organize olmasının da etkisi var. Özellikle yerel perakendeciler markaların oluşmasının yolunu açıyor. Önce iç pazara iyi ürün veriyorsunuz sonra dünyaya satıyorsunuz.
Yavuz Altun'un başka alanlarda da başarı hikâyeleri olduğuna ilişkin bilgilerini de aldık. Bir başka yazıda o ayrıntıları da aktarırız. Başarı hikâyeleri ekonominin birçok olumsuzluğa rağmen ayakta kalmasını sağlıyor, bu görüşü çok önemsiyorum.
Celal Toprak'ın önceki yazıları...