Maraş Pazarcık depremi 7,7, Elbistan 7,6 büyüklükte. Karada olan en büyük depremlerden biri. Daha önce örneği yok. Önceden olanlar denizdendi ve onlar bile ne kadar yıkıcıydı.
Aslında ilk deprem sonrası herkes işe koyuldu ama ikinci deprem de sert oldu. Binaların bir kısmı o depremden sonra yıkıldı. Deprem öyle şiddetli ki, Adana-Antep yolu resmen ikiye bölünmüş durumda. Evler patır patır yıkıldı. Böyle bir depreme bina bile dayanır mı? Henüz bunun cevabını bilmiyoruz.
Depremde anlar bile ne kadar önemli. Oturup kendi reklamını yapan da var, olayın ciddiyetini bilmeyen de. Devlet ilk başta sıkıntılar olsa da olaya el koydu. AFAD, bakanlıklar, Kızılay gerekenleri yaptı.
Olayı kendi reklamına çevirenler de var. Sanki devletin kurumları hiçbir şey yapmıyormuş gibi davrananlar var. Deprem ilk olduğunda önce bazı yollar onarıldı. Üstüne ağır iklim şartları ve karı da ekleyin.
Sanki bazı yardım kuruluşları olmasa, bazı sözde fenomenler olmasa devlet gerekeni yapmayacak. Arama kurtarma ciddi iş. Profesyonellik ister. Sıradan adam ne yapabilir? Ya da vinci iyi kullanmazsan enkaz altındakini öldürürsün. Ya burası sizlerin reklamını yapma yeri mi?
Kemal Kılıçdaroğlu’na ne demeli? Daha deprem yeni olmuş, yok Erdoğan’la yan yana gelmem, yok bizim belediyeler yaptı her şeyi. Ankara Büyükşehir Hatay Havalimanının molozlarını kaldırmış sadece. İGA tamiratını yapıyor. Adam biz yapıyoruz diyor. Havalimanı işi profesyonellik ister. Buna rağmen yalan söyleniyor. Denizden ve karadan İskenderun’daki yangına müdahale ediliyor, İstanbul Büyükşehir biz yaptık diyor. Ne gerek var yalan söylemeye...
Allah’tan halk organize ve bölgeye yardım akıyor. Sadece ülkemizden değil dünyanın her yerinden yardımlar yapılıyor. Tayvan’da vekiller bir maaşlarını verdi. Her ülke topladığı yardımı iletiyor. Bunlar güzel gelişmeler.
Tabii 10 ilimizde ağır yıkım var. Akrabasını kaybeden, yakınları ölen binler var. Hayatta kalanların psikolojileri nasıl olacak? Hayata tekrar nasıl adapte olabilecekler? 7-8 akrabasını birden kaybedenler var.
Mesela İslahiye’de 500'e yakın cesedin çadırlarda beklediğini bana yazdılar, çünkü sahibi çıkmamış. Anlaşılan bazı aileler komple ölmüş.
Bir okurum Gaziantep’in iki ilçesi hakkındaki gözlemlerini bana yazmış. Aynen aktarıyorum...
Gaziantep’in iki ilçesi.
Şehirde hasar görmemiş tek bina yok neredeyse. Yüzlerce tamamen çökmüş bina var.
7/8 katlı binalar tost gibi olmuş.
100 bin kişiyle müdahale edilse de sadece İslahiye ilçesinde günlerce sürer kurtarma işleri.
Şehir neredeyse boşalmış. Kalan insanlarda derin sessizlik var. Kimisi enkazdan cenazesinin çıkmasını bekliyor, kimisinin de gidebileceği bir yer yok.
Yemek gıda konusunda sorun yok, onlarca yardım tırı şehrin belli bölgelerinde bekliyor ve bir izdiham da yok. Enkazlardan çıkan cenazelerin biri bekletiliyor, zira sahip çıkan olmamış.
Doktor ve sağlık hizmetleri yönünden çok sorun yok, zira yanı başında Antep var ve Antep merkezde çok bir sorun yok. Askerî birlikler sahada ve askerî helikopterler sürekli lojistik destek sağlıyor.
Şehirlerdeki insanlar şehir nüfusunun yüzde 5'i bile değil. Herkes şehrin dışındaki sağlam kalan köylere çekilmiş.
Şehir merkezinde koordinasyon merkezi kurulmuş.
İtfaiye bölge müdürlüğünde, başında 2 valinin olduğu bir ekip çalışıyor.
Koordinasyonu üst düzey askerler masabaşında haritalarla yönetiyor.
Şehrin belediye başkanı, kurum müdürleri, AFAD ekipleri hepsi orada.
Yurt dışından gelen yardımlar da o merkezden koordine ediliyor.
Büyük bir karmaşa yok.
Hemen dışarıda olay yeri inceleme, otopsi işlemleri için bekleyen ekipler var.
Büyük bir şok var...