Türkiye’de bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan geniş bir kesim var. Özellikle seküler cenahta neyin ne olduğunu araştırmayan, sadece duydukları ezberlerle hareket edenler olayları araştırma gereği bile duymuyorlar.
Bunlardan biri de "Filistinliler topraklarını İsrail’e sattılar" yalanı. Gerçekten öyle mi, bakalım. 2 Kasım 1917 yılında Balfour Deklarasyonu imzalandı. İngiltere Filistin topraklarını da ele geçirdi. Bölgede Siyonist bir Yahudi devletinin kurulması kararlaştırıldı.
İngiltere Filistinlilere büyük bir emlak vergisi koydu. Sonra bunu artırdı. Yani bir evin fiyatı 1 milyonsa vergisi 5 milyon oldu. Filistinliler bunu hâliyle ödeyemedi. İngilizler o toprakları Yahudi yerleşimlere satmaya başladı. Arazilere el konulması 1948’e kadar sürdü. İsrail devletinin el koyduğu topraklar Filistin topraklarının yüzde 6’sıydı.
Peki geri kalan topraklara ne oldu? İsrail 30 Mart 1976’da binlerce dönüm Filistin toprağına el koydu. 1976'dan beri bu durum “Toprak Günü” olarak anılıyor.
Filistin Toprak Günü'nün geçmişi "Nekbe" olarak bilinen 1948'de İsrail'in kurulması ve sonrasındaki olaylar zincirine kadar uzanıyor.
Sınırları içinde kalan Filistinli Arapları yerlerinden çıkarmak için yıldırma politikaları uygulamaya devam eden İsrail hükûmeti, 30 Mart 1976'da bu kişilere ait binlerce dönüm araziye el koydu.
Filistin halkı işgali protesto etmek için genel grev düzenledi. İsrail güçlerinin, Dir Hana beldesinde grevle birlikte protesto gösterileri düzenleyen Filistinlilere ateş açması sonucu da 6 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı.
1976 olayları İsrailli yetkililerle Filistinli kitleler arasında ilk çatışma olması sebebiyle büyük önem kazandı. (Anadolu Ajansı. 30 Mart 2016. Ula Ataullah)
Yani Filistinlilerin topraklarının yüzde 85’i İsrailliler tarafından zorla ellerinden alındı.
Bu konuyu doğrulayan ve Siyonist öğretiyi boşa düşüren akademisyenler de var. Avi Shlaim, Ilan Pappe ve Benny Morris gibi akademisyen ve gazeteciler bunlardan bazıları.
The Birth of the Palestinian Refugee Problem (Filistin Sığınmacı Sorununun Doğuşu) kitabında Benny Morris İsrail devletinin resmî anlatısını boşa düşürmüştür. Morris kitabında Filistinlilerin yerlerinden Siyonistler tarafından zorla sürüldüğünü örnekleriyle anlatır.
Morris’in üzerinde durduğu konulardan biri Dalet Planı’dır. Siyonistlerin 1947’de silah zoruyla Filistin topraklarını ele geçirdiği bu plan 1949’a kadar sürdü. Planın arkasındaki isim de David Ben Gurion’du.
Kimse bunları anlatmaz. Ama gerçek budur. Filistinliler topraklarını satmamıştır. Ama bu propagandaya seküler kesim balıklama atlar, çünkü okumaz ve araştırmaz.
Mossad İsrail’in istihbarat teşkilatı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra özellikle Nazilerin yakalanması ve öldürülmesinde MOSSAD başarılıydı. Tabii dünyadan da destek gördüler.
Sonrasında Filistinlilere karşı takip yaptı MOSSAD. Çok konuda da başarısız oldu. Ama itibarını sürdürmek için çok sayıda film çektirdi ve kitap yazdırdı MOSSAD.
Tarihinde çok başarısızlık var MOSSAD’ın. Son olayda itibarını kurtarmak için görmezden gelindi diyor bazıları. Alakası yok. Komutanlar donla esir alındı Hamas tarafından. Hangi devlet kendini bu duruma düşürür? Şehirlerine girilmiş. Komutanlar ve insanlar esir alınmış. İsrail bu şoku uzun bir zaman daha atlatamaz.
Şimdi sorgulamalar yapılıyor. Dün NBC’de Dan De Luce, Ken Dilanian and Courtney Kube imzalı bir makale çıktı. İsrail ve ABD bu olayı nasıl kaçırdı diye sorguluyorlardı.
İsrail kendi kamuoyuna bunun hesabını verecektir. MOSSAD’ın aşırı abartıldığı bir kez daha ortaya çıktı...