İki gündür Giresun’dayım. Sonbaharda buralar ayrı güzel. Esnaf yaz aylarından memnun ayrıldı. Araplar bölgeye iyi para bıraktılar.
Ama bu cicim ayları bitmek üzere. Çünkü eğer müdahale edilmezse Araplar artık gelmeyecek. Bunun iki sebebi var. Birincisi fiyatlar ve kazıklama. Sayıca az olsa da bazı esnaflar Arapları kazıklıyor. Kimse aptal değil. Herkes her şeyin farkında. Bazı dükkânlar belediye tarafından kapatıldı.
Diğer mesele ırkçılık ve Araplara olan nefret. Araplar bu durumdan çok şikâyetçi. Haberleri görüyorlar. Sosyal medyada Araplara olan söylem Arapları da bıktırmış durumda. Seneye o yüzden daha az Arap gelecek gibi...
Dün Orta Doğu'nun en büyük haber kanalı olan El Jazeera’nin ünlü sunucusu Ania el Afandi şöyle dedi:
"Türkiye’de neler oluyor? Körfez ülkelerinden birçok yatırımcı Türkiye’de gün geçtikçe etkisini daha çok gösteren ırkçılıktan dolayı evini satıyor. Ayrıca yatırım yapmamaya karar veriyorlar. Türkiye açısından tehlikeli olaylar gelişiyor."
Belki BAE, Suudi Arabistan devletleri yatırım olarak gelirler ama vatandaş gelmez. Çünkü hem bıkmışlar hem de sevilmedikleri yerde durmazlar.
Altın yumurtlayan tavuk elimizden kaçıyor. Devletimiz buna acil müdahale etmeli...
Polise vur yetkisi verilmeli!
Son günlere asayiş olayları çok arttı. Her yerde sertlikler oluyor. Polisimiz hepsine müdahale ediyor. Ama bazı görüntüler hoş değil.
Kadın ya da erkek polise cevap veriyor. Hakaret ediyor. Bağırıyor, çağırıyor. Polise asayiş olaylarına müdahale yetkisi verilmeli. Kimse polise bağıramaz.
ABD’deki gibi kriminal vakalarda polise gerekirse vur yetkisi verilmeli. Polis de kendisine hakarete sessiz kalmamalı.
Arkadaşlarımız, çevremiz son zamanlarda polislere karşı saygısızlığın arttığını her yerde söylüyor. İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya bu konuyu mutlaka masaya yatırmalı.
Kimse polise hakaret edemez! Asayiş daha hızlı sağlanmalı. Bir kişi polisi gördüğünde "eğer yanlış bir şey yaparsam bana hesap sorarlar!" duygusunu hissetmeli.