Tel tel dökülüyorlar

A -
A +
14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarını tartışmaya devam ediyoruz... 
 
Tekrar muhalefet açısından bakalım. CHP seçimin ağır mağluplarından. Partiden hâlâ çıt çıkmıyor. Yenilgiyi kabullenen kimse çıkmadı. Hâlâ Kemal Kılıçdaroğlu’na ses çıkarılmıyor. Hâlbuki yenilen o oldu...
 
Seçimin bir diğer mağlubu İyi Parti... Yüzde 9,7’de kaldılar. Ne kısaldılar ne uzadılar. Zaten Meral Hanım gereken değerlendirmeyi yapacağız dedi. 2-6 Mart tarihleri arasında 6’lı Masa'yı terk etmelerinin sonucu ağır oldu. 5 yıldır istedikleri büyümeyi sağlayamadılar. 
 
Deva, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti toplam 39 vekil aldılar. Siyaseten hiçbir varlık gösteremediler. CHP yüzde 25 aldı. Ama bu küçük partilere kalırsa oyların bir kısmı onlara ait. Öyle mi? Sanmıyorum. Tek amaçları Tayyip Bey'i yıkmaktı. Onu da başaramadılar. Millete umut olamadılar. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem diye diye üç yılı heba ettiler.
 
Bir de Yeşil Sol Parti, yani HDP var. Seçimlerde 8,8 aldılar. Onlar da düşüş yaşıyorlar. Eski eş genel başkan, cezaevindeki terörist Demirtaş ise siyaseti bıraktığını açıklamış. Demirtaş röportajında, HDP yönetimine 14 Mayıs seçimlerinde cumhurbaşkanı adaylığı için hazır olduğunu söylediğini ancak bunun parti yönetimi tarafından gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini söyledi.
 
Tabii parti yönetimi değil, Kandil o. HDP’nin kendi iradesi olmaz. Kandil’den gelen talimat o. Kandil, Demirtaş’a çekil demiş, Demirtaş da öyle çekilmiştir. 
 
Gördüğünüz gibi muhalefet tel tel dökülüyor. Toparlayabilirler mi? Zor ama bakalım. Daha zaman var. İki belediye alınca kendilerini başarılı sanıp avunuyorlar... 

Muhalif gazeteci ve akademisyenlerde tık yok 

Seçimlerden bir sene önce Sayın Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın kaybedeceğini yazan, bu konuda yorum yapan muhalif gazeteci ve akademisyenlerden hâlâ çıt yok. Erdoğan gidici, onun dönemi bitti diyenler hâlâ utanmadan yorum yapıyorlar. 
 
Onlara göre tek "günah keçisi" Kemal Kılıçdaroğlu. Başka suçlu yok. Kendileri sütten çıkmış ak kaşık. “Ben bir dinleneyim” diyen yok. “Biz nerede hata yaptık” diyemiyorlar. Hâlbuki CHP ve muhalif seçmeni yanıltan onlar oldu. Kitlelerini morfinlediler!.. 
Bir bilen gibi konuşmaya devam ediyorlar. Ama artık ne derlerse desinler kimse onları dinlemiyor. Zaten ciddiye alan da yok. 

Mahkemelere baskı yapmak!

Muhalefet ya da AB Türkiye’de bağımsız yargı yok diye söylüyor ama gerçek böyle değil. Türkiye’de aksaklıklar olsa da mahkemeler yürüyor. 
 
Bu köşede yazdığım ve serbest piyasayı bitiren e-Ticaret Kanunu Danıştay 10. Dairesi’den döndü. E-Ticaret Kanunuyla istediğiniz gibi reklam ve indirim yapamıyorsunuz. Lisans ücretleri e-Ticaret sitelerini bitiriyor. Bu gerçek dışı uygulamalar Danıştay’dan döndü.
Danıştay 10. Dairesi daha önce Ayasofya ve İstanbul Sözleşmeleri’yle ilgili kararlar almıştı. Aydın Doğan’ı kurtarmak derdinde olan bazıları mahkemeye baskı kurmaya çalışıyorlar. Nasıl olur da Danıştay 10. Dairesi e-Ticareti iptal edermiş? Hukuksuzluk varsa niye iptal etmesin? 
 
Üstelik Danıştay’a baskı yapanlar Sayın Cumhurbaşkanımızın adını kullanıyorlar. “Sayın Erdoğan da bu yasa kalksın” diye uyduruk bahanelere sarılıyorlarmış. Asla doğru değil. Sayın Cumhurbaşkanımız bağımsız yargıya inanır. Mahkemelerin işine karışmaz. Sayın Erdoğan’ın adını kullananlar devletimize de zarar veriyor. 
 
E-Ticaret'le ilgili nihai kararı Anayasa Mahkemesi verecek. İnanıyorum ki orası da en doğru kararı verecektir. Aydın Doğan’ı hâlâ bir güç sananlar fena hâlde yanılıyorlar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.