Aşırı heyecanlanma

Ankara'dan Fevziye Ulutaş mektubunda özetle diyor ki: "Ben genç bir kızım. Huzursuzum ve en ufak bir şeyde heyecanlanıyorum. Kalabalık yerlerde sıkılıyorum. Kalbimde çarpıntı, başımda titreme oluyor. Vesveselerden kurtulamıyorum. Bunun için iki defa doktora gittim, ilaç kullandım. Ancak bir sonuç alamadım. Manevi yönüm de kuvvetlidir. Buna rağmen bir türlü düzelemiyorum, devamlı moralim bozuluyor. Ne yapmamı tavsiye edersiniz?" İnsan beden ve ruhdan meydana gelmiştir. Bedenin arzu ve istekleri olduğu gibi ruhun da istekleri vardır. Nasıl ki beden iyi beslenmez, hastalıklardan korunmazsa rahatsızlanır, zayıf düşer, normal fonksiyonlarını yapamazsa ruh da hastalanabilir. Ruhun da gıdası ilim öğrenmek, manevi bilgileri vermek, İslam ahlakına uygun yaşamaktır. Bunlar yapılmadığı takdirde ruh zayıflar, ilim olmadığı için de vesveseler, sıkıntılar, kuruntular başlar. Sinir sistemi zayıflar ve hastalıklar başlar. Huzursuzluk, çabuk sinirlenme, çarpıntı, titreme, hayattan zevk alamama gibi şikayetler meydana gelir. Böyle olan kimse de mutsuz olur. Beden her gün beslendiği gibi ruhu da her gün beslemek lazım. Yani her gün bir miktar kitap okumalı, ibadetleri aksatmamalı, hep iyi düşünmeli, kötü yerlerden ve kimselerden uzak durmalı. Havadar yerlerde yürüyüş yapmalı. Sevmeli ve sevilmeli, insanlarla iyi geçinmeli, sabırlı olmalı. Dünyada her şeyin geçici olduğunu bilen birkimse fazla üzülmez. Sıkıntılar da sevinçler de bir süre sonra geçer. Hiç birşeye üzülmemeli. Üzüntü birçok hastalığın sebebidir. Ilık su ile banyo yapmak sinir sistemini dinlendirir. Fazla demli çay, kahve, kakao içmemeli. Fazla yemek yememeli, özellikle akşamları az yemeli. Beslenmeye dikkat etmeli. Bedenî zafiyetler de sinir sistemini bozabilir. Hadiseler karşısındaki direncini azaltır. Çok sıkıntılı durumlarda teskin edici ilaçlar kullanılabilir. Bunun dışında aile içi dayanışma, hoşgörü ve sevgi ile sıkıntılarınızın geçeceğine inanıyorm.