Öyle amansız bir yarış ki; 8 puan öndeki takımın hocası Okan Buruk bile bugünden ''Galatasaray şampiyon olur'' diyemiyor. Niye, takımına, oyuncularına, taraftarlarına ve yöneticilerine güvenmiyor mu, güveniyor ama futbol bu, evdeki hesap çarşıya uymadığı çok oluyor, en küçük taş baş yarabiliyor. O yüzden Okan Hoca, 'Temkinli olmakta'' çok haklı, matematik olarak ''şans'' olduğu sürece ''Biz şampiyonuz'' diyemez. Daha açık ifadeyle; kupadaki 2-2'lik Başakşehir beraberliğine benzer sonuç, Ligin dengesini bozup, Galatasaray'ı sarsabilir.
Tamam şu an Galatasaray namağlup yoluna devam ediyor ama oynanmamış maçlar için peşinen üçer puan yazamazsınız.
Tabii herkesin gözü; Pazar günü oynanacak olan Başakşehir-Galatasaray maçında.
''Acaba Başakşehir, Kupadaki gibi Galatasaray'ı yine şoke eder mi?''
Doğrusu, teknik adamlıklarını takdir ettiğim iki başarılı insan; Okan Buruk ve Çağdaş Atan...
Bu iki teknik adam yukarıda da ifade ettiğim gibi Ziraat Türkiye Kupası'da karşı karşıya geldiler. Kora kor, dişe diş mücadele Galatasaray lehine oyunun önemli bir bölümünde 11'e 10 sürmesine rağmen maç; 2-2 beraberlikle tamamlandı.
Krzysztof Piatek
Bu sonuç, Pazar günü ligdeki karşılaşma için ölçü mü, elbette değil.
Baykuşlar, ilk yarının en iyi, en formda takımı ve en başarılı hocasına karşı mücadele edecek.
Tabii ki; iki takımın da şartları, imkanları ve fırsatları da farklı.
Avantajlı olan hiç şüphesiz Galatasaray...
Fakat, bu maçta baskıyı en çok hissedecek olan da Galatasaray.
Niye, Başakşehir gibi güçlü rakipler karşısında avantajı tabelaya yansıtmak kolay olmuyor, nitekim kupada olmadı da. Piatek gibi gol yollarında önemli silaha sahip olan Başakşehir çantada keklik değil ki.
Başkanı Göksel Gümüşdağ, hocası Çağdaş Atan iddia ediyorum her ikisi de bu ligin örnek futbol adamları.
Özellikle Göksel Başkan geldiği günden beri iğne ile kuyu kazar gibi müesseseleşme adına yaptığı tesisler, sportif başarı adına koyduğu gerçekleşebilir hedefler, kadrolaşma anlamında takip ettiği transfer yöntem ve anlayışı, ekonomik olarak kulübü güçlü finansal bir yapıya kavuşturması, insan kaynağı olarak gelecek adına altyapıya verdiği önem ve akademi ülke futbolu için takdire şayan hizmetlerdir. Hiç şüphesiz böyle vizyon sahibi bir Başkan her maçı kazanmak ister.
Özellikle de zirvedeki rekabeti etkileyebilecek takım olarak.
Diyeceğim o ki; ideal başka realite başka...
Galatasaray önünde kupada, yüzde 34 topa sahip olan Başakşehir takımı, 2 gol bulduysa ki, buldu... Lakin Duarte ve Serdar’ın sakatlığı, Ba, Berat, Crespo'nun cezası...
Özetle hafta sonundaki maç iki taraf için de kolay olmayacak.
Sonuçta her şey kapasiteyle doğru orantılı.
Şu bir gerçek ki Okan Buruk, "Kupa bizim için bir hedef'' dese de Ziraat Türkiye Kupası...
C Grubu'nda Başakşehir ile 2-2 berabere kaldığı maçta Galatasaray'ın yıldızlarını lige yani lige sakladı.
Başlangıç on birinde az süre almış oyuncuları görmek ve yıldızları yarım devre de olsa dinlendirmek adına.
İkinci yarıdaki Mertens ve Yunus hamlesi ve o ideale en yakın on bir Galatasaray'ın gücünü az da olsa yansıttı. Nitekim kaçırılan penaltı ve değerlendirilemeyen onca fırsat bu gücü ifade etmeye yetiyor da artıyor.