İyi bir başlangıç
Biri bana söylesin dünkü Türk Millî Takımı mı daha kaliteli oyunculardan kuruluydu yoksa Galler mi?
“Ay yıldızlı ekip”, dediğinizi duyar gibiyim.
Peki bu kalite oyuna yansıdı mı?
Ne gezer? Yansımadıysa bunun tek sebebi Montello’nun “kaybetme korkusu” baskısı altında; dört nala koşması gereken bir atı; dizginleyen yanlışlar yapması.
Montella’nın çekingenliğini anlıyorum. Her ne kadar yeniden yapılanıyor olsa da Galler gibi diri, çetin bir rakibe karşı yağmurlu ve kaygan zeminde kazanmaya oynamak doğrusu kolay değildi.
Nitekim ilk devrede topun arkasına geçip de kendi oyunumuzu rakibe kabul ettirecek baskıyı kuramadığımız gibi Galler’i karşılayacak gücü de ortaya koyamadık.
Hâliyle pozisyon üretemediğimiz gibi hücuma çıkarken Zeki’nin kaybettiği bir top ve Kenan’ın bozduğu ofsayt sebebiyle Galler’e iki net pozisyon verdik.
Hele Barış Alper’in takımı 10 kişi bırakmasından sonra Montella’nın Hakan Çalhanoğlu, Kerem hamleleri de sonuç getirmedi. Yazık! Oysa kazanabileceğimiz bir maçtı.
Söyleyin, EURO 2024’teki millî takım bu kadar vasat altı kalır mıydı, ve bu denli kolay pozisyonlar verir miydi? Tek başına Arda ne yapsın?
Maalesef öne top taşıyamıyorsun, tempo yükseltemiyorsun, rakibin oyununu domine edemiyorsun, nasıl büyük takım olacaksın?
Kapalı ve kalabalık savunmaya rağmen 3-7-0 dizilişiyle rakibe iki net pozisyon veriyorsan devlerle nasıl baş edeceksin, edemezsin.
Bu futbol bana bir dönemin İtalya’sı ve Enzo Bearzot’un en sıkıcı futbol kurgusunu (gol yemeyim de araya bir gol sığdırırsam kazanırım) hatırlattı.
