Efsanelerden, Boks Milli Takımımızın eski teknik direktörü Yurdakul Güleren Hocam, “Neredesiniz?” dokunuşuyla içimizdeki volkanı harekete geçirdi. Teşekkür ederim.
"Bir zamanlar Türkiye'de boks sporu vardı küçük maç büyük maç müsabakası demeden ayrıca boks milli takım kamlarından çıkmadan boksla ilgili haber yapan gazetecilerin başında olan sayın Hasan Sarıçicek vardı ve saygı duyduğum bir spor habercisi idi şimdilerde boks maç haberi bile yapan yok kendisi ve aile efradına sağlıklı ömürler dilerim."
Saygıdeğer Yurdakul Güleren Hocam; ne diyeceğimi inanın bilemiyorum.
İyi dilekleriniz ve samimi ifadeleriniz için teşekkür ederim.
Gerçekten o günler başka çok başkaydı.
Boks sporu federasyon başkanları, kulüp başkanları, teknik adamları, sporcuları, hakemleri, medyası, hamileri ve seyirci topluluğu olarak o kadar renkli, coşkulu ve heyecanlıydı ki; herkes bir şekilde boks ailesinin içinde olmak için can atardı.
Spor Sergi Sarayı başta olmak üzere müsabakaların olduğu bütün salonlar dolar taşardı.
Federasyon başkanlarından Cemil Erkök, Metin Ünüvar, Taşkın Konuralp ve Caner Doğaneli döneminde boks bugünkü kadar büyük imkanlara, tesislere, sporcu havuzuna sahip olmasa da mekanlar dar gelirdi. Öyle çok sayıda elit boksör de yoktu ama boksun bir albenisi, popülaritesi, cazibesi, yurtta ve uluslararası alanda kabul görürlüğü vardı.
Mesela Cemal Öner’i profesyonel yapabilmek için ABD’li menajerler az koşmadı peşinizde.
Budapeşte’deki Avrupa Şampiyonası’nda Olimpiyat ve Dünya Şampiyonlarını yenen Cesur yürek Cemal Öner sizin teknik adamlığınız ve nezaretinizde ABD’ye gittiğinizde boks medyası paparazzi gibi iz sürdü, her gün az haberinizi yapmadı.
Diyeceğim o ki; işin medya tarafı iletişim anlamında çok daha güçlüydü. Nerede bir boks organizasyonu, kampı ve yarışması varsa bütün gazeteciler oradaydı. Kafileler halinde aynı otobüs ve uçakta gider gelirdik.
Altın Kemer, Venedik, Avrupa ve Dünya şampiyonaları vaz geçilmezimizdi, hatta Ahmet Cömert ve çok kısa sürse de Boks Ligimiz bile iple çekilirdi.
SAHİ NE OLDU BİZE? ŞİMDİ NEREDE O İLGİ?
Düşünüyorum da o ne zenginlik, diye bugün şaşırıyorum. Her gazetede ve TRT’de çok saygın muhabir, spiker, yazar, foto muhabirleri ve çizerler vardı.
Mesela büyük usta Eşref Şefik’le başlayan süreçte duayenimiz, pirimiz Orhan Ayhan, Vural İnan, Tercüman gazetesinden örnek aldığımız abiler ve aynı zamanda yarıştığımız meslek büyüklerimizdi.
Hakeza; Talay Erker, Erdoğan Karslıoğlu, Celal Demirbilek, Hayati Telgeren, Turgut Koloğlugil, Ergun Emek, Fuat Ercan foto muhabirleri Arif Işıldayan, Oktay İyibar, Güven Kuyumlu, Hüseyin ve Haluk Sarıuçak, Hasan Onuker, Hüseyin Kırcalı, Yaşar Saygı, Vedat Danacı, Ender Erkek ve Türk mizah ustası olarak bilinen Oğuz Aral abi… Bitmedi, Bekir Hazar, Naci Arıkan, Yavuz Can, Selami Özsoy, Nazım Çarpar ve daha kimler kimler!
Yine TRT’nin büyük ustası, emektarı Metin Çakmak ve Köksal Özoğluöz… Tabii her dönemin baş aktörü Orhan Ayhan abi.
ÖZETLE; SAYGINLAR AİLESİ GİBİYDİ BOKS.
Bugün imkanlar ve fırsatlar arttığı halde boks niye bu kadar sönük, içe kapanık ve yalnızlığı oynar, anlamıyorum ama inanın çok mu çok üzülüyorum.
Eyüp Gözgeç başkana değil sitemin. Nihayetinde Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda boks en başarılı olduğumuz branştı, ikisi erkek, beşi kadın 7 sporcuyla katıldığımız Paris Olimpiyat Oyunları’nda iki gümüş, bir bronz toplamda üç madalya kazandık.
Burası önemli…
Soruyorum, TRT ne yapar, sadece olimpiyat mıdır organizasyon?
Yıldız TV farklı bir spor haberciliği için kurulmadı mı? Neyse söylenecek çok şey var ama yutkunuyorum.
NOT: Unuttuklarım olmuştur affola… Yurdakul Hoca naçizane beni mazide yolculuğa çıkardığınız için çok teşekkür ederim.
Değerli spor dostu meslektaşım Hasan Sarıçiçek gerçekten çok güzel yazmış. Boks sporunu yıllarca takip edip görüntüleyen biri olarak eski günleri özlemle anıyorum. Türk boksunun önemli illerinden biri de Kayseri idi. Kaliteli ve şampiyon boksörler çıkardı. Günümüzde esamşsi bile okunmuyor.Geriledi.