Şaşırdım! Stres bu kadar mı bozar bir takımı? Şampiyonluk mücadelesi veren Trabzonpspor, Arena'da az daha G.Saray'a yakalanacaktı! Burak yine sahneye çıktı, Kazım'ın atılmasıyla 10 kişi kalan G.Saray'ı devirdi ve yarıştan koparmadı Trabzonspor'u. Helal olsun! Seyircisiz maç; tuzsuz helva gibi çekilmiyor. Üç puanlık oyun stresi; öyle germiş ki iki takımı da sanırsınız ki; kamikazeler ordusu savaşta, G.Saraylılar da Trabzonsporlular da ölümüne oynuyorlar. O hırs, daha 2. dakikada Yekta'yı sakata çıkardı, yazık, oldu çocuğa! İki takım da savunmayı unutmuş, hurra hücum; topu kapan rakip kaleye yöneliyor. 15 dakikada karşılıklı 5 pozisyon var. Fakat gol yok; İşte burası, Yekta'nın şutu da dahil, Arda, Ayhan, Burak, Umut, Alanzinho; kaçan pozisyonların hepsi, tartışılmalı; ''Türk futbolcusu neden gol vuruşunu doğru yapamaz?'' Trabzonspor'da kaleci Tolga'yı alkışladım; çok iyi kurtarışlar yaptı, en iyisi Arda'nın ikinci pozisyonuydu. Deprem etkisi; iktidar-muhalefet mücadelesinin şiddetiyle sarsılan Galatasaray'ı içten çökertmiş; ilk yarıdaki görüntüyle ne kadar hırs yaparsa yapsınlar, bu halleriyle maç ve güven kazanmaları zordu. Herkes kendine oynuyordu. Uzun sözün kısası, Arena'da tuz ruhu, nane ruhu ne ararsan mevcuttu ama o bildiğimiz G.Saraylılık ruhunu ara ki bulasın. Ama soyunma odasında Bülent Hoca nasıl bir gaz verdi, bilmem, o G.Saray gitti, efsane G.Saray'a yakın bir takım geldi. Ama Kazım hesapta yoktu! Oyuncu kalitesinin önemini bilen Bülent Hoca, kırmızı kart ile şoka girdi! Ne zor iş, bu G.Saray'da teknik direktör olmak.