''Altın çağı başlatmak'' başlıklı yazım üzerine Biruni Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Direktörü Hakan Türker Dulkadiroğlu ile abi - kardeş sohbet ediyoruz.
Konu; Endüstriyel Spor, Marka Bilinirliğinin Geliştirilmesi, rekabet, insan - varlık kaynakları anlamında büyük takım yapacak yenilikçi değerler.
Hakan soruyor:
-Michael Everett Porter'i tanır mısınız?
Dudak büküyorum, ''Tanımam'' anlamında.
-Üzülme, abi, diyor; sokakta yüz kişiye sorsan 99'u bilmez ama çok uluslu şirketlerin CEO’su onu iyi tanır.
Ayrıca bilmemek değil öğrenmemek ayıp.
Haklı mı Hakan, haklı.
BİR SORU BİN DÜŞÜNCE PARILTISI
Nitekim taşı gediğine koyuyor.
-Biz, toplum olarak bir işin özüne odaklanmak yerine ucundan tutuyor sonra başarıyı ve maksimum faydayı hedefliyoruz.
Bu mümkün mü? Keşke olabilseydi ama ne gezer.
Model, TFF, kulüpler, yönetim ve futbolcular olarak biz daha stratejiyi belirlerken elin adamı doğrudan rakiplerin içinden geçip golü atıyor.
Yani?
-Biz, okyanusa açılarak uluslararası pazarda sektörün en önemli oyuncusu olmak yerine birbirimizle didişerek vakit kaybedip, küçük derede boğuluyor ve maalesef bir arpa boyu yol alamıyoruz.
Doğru söze ne denir?
Hakan devam ediyor...
NEREDE ONLAR NEREDE BİZ?
Düşünüyorum da kendi ayağımıza taktığımız prangaya mahkum oluyoruz.
Bir İngiltere'ye, İspanya, Almanya, Fransa ve İtalya'ya bakın bir de bizimkilere...
Onlar Dünya kupalarını kaldırmayacak da biz mi kalacağız?
Onlar Avrupa Şampiyonu olmayacak da biz mi olacağız?
Niye mi?
Onlarda rekabet, kalite ve spor kültürü hakim, bizde öyle mi?
Bizim futbol ikliminde kaos, kriz, gerilim ve kahve jargonu hakim.
Örnek?
Uzağa gitmeye ne gerek. İşte Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki kime ne faydası olduğu bilinmeyen sudan sebepten gerilim.
Bitti mi?
Hayır... Spora ve Fenerbahçe'ye ne katkısı olduğu kestirilemeyen hâller…
Başkan Ali Koç ile efsane başkan Aziz Yıldırım arasındaki gereksiz söz düellosu?
Yazık değil mi, bu ülkenin güzide insanlarına?
Yazık değil mi, bu ülkenin heder olan spor kaynaklarına?
Sadede gelelim...
Diyeceğim o ki; kulüp başkanlarının işi kulübünü doğru yönetmek olmalı.
Saygı şart!
Başkanlar, rol çalıp TFF'ye ayar vermeye ve futbolu dizayn etmeye çalışmamalı.
Bu şartlar altında biz nasıl büyük takım yapar da uluslararası platformda söz sahibi olabiliriz ki?
Sorular… Sorular… Beynimi kemiren sorular…
Michael Everett Porter
PORTER KİM?
Hakan şu Porter'ı anlat da öğrenelim.
-Porter, Amerikalı akademisyen, Harvard Üniversitesi İşletme Bölümü'nde Ekonomi ve Yönetim Bilimleri profesörü.
Biz de de işletme profesörü çok.
-Hayır, öyle değil. Porter; Stratejik Yönetim alanında dünyanın en önde gelen bilim adamı ekonomist.
Öyle ki çok uluslu şirketlerin strateji alanında görüşlerine çok değer verdiği kişi; Strateji ve Rekabetçilik Enstitüsü başkanı.
-Bize faydası ne?
İşte vizyon işte sonuç: Türkiye; 2026 UEFA Avrupa Ligi Finali ve 2027 UEFA Avrupa Konferans Ligi Finali'ne ev sahipliği yapacak. Teşekkürler Büyükekşi...
BÜYÜKEKŞİ'NİN KEŞFETTİĞİ HAZİNE
-Haklısın, senin gibi ''Bize ne bu kişiden?'' diye düşünenler olabilir.
Bizimle ilgisi şu; TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi yıllar yılar önce daha TİM yani Türkiye İhracatçılar Birliği Başkanı iken keşfetti bu hazineyi ve iş dünyamıza ''Başarının sırlarını anlatan adam'' diye takdim etti.
Başkan şimdi bunu TFF'de neden yapmıyor?
Kulüpleri daha etik, daha evrensel ve daha güçlü yarışa neden hazırlamıyor?
-İşte benim de çözemediğim nokta bu. Büyükekşi'yi frenleyen ne?