Çocukluğumun şehri Kayseri’deyim… Mazi gözümde bir hicran… Nasıl olmasın ki? Yaş; 65… Maziye olan özlem gün be gün artıyor… Arkadaşlarımın çoğu ebediyete göçmüş kalanlar ise bir dünya telaşı içinde koşturuyor da koşturuyor. Sanki dünyanın ardından yetişen varmış gibi…
Oysa ne kadar da masum ve güzeldi çocukluğumdaki şehir ve o ay ışığı…
Talas’tan Kayseri’yi gözlemlemenin keyfi bir yana kandillerle süslü berrak mı berrak ışıl ışıl gök yüzünü seyrederken daldığım hayaller dünyaya değerdi…
Tıpkı; ekşi mayalı hamurdan mahalle fırınında taze pişmiş mis gibi kokan buğday ekmeği gibi büyürdü o ay ışığı, geceleri gözümde.
Ne garip… Merhum hocam Hasan Cıngı beyefendinin kıymetli oğlu, değerli dostum, AK Parti Kayseri Milletvekili Dr. Murat Cahit Cıngı ile yollarımız Talas’ta kesişti. Cıngı ve Talas İlçe Başkanı Mustafa Kiraz, Talas Gençlik Kolları Başkanı Kutay Altuntaş ile beraberindekiler; seçim bölgesinde çarşı, pazar ve esnaf ziyaretlerinde bulunuyor. Hatta Kayseri Milletvekili Bayar Özsoy da bir başka etkinlikte öğrenci evini ziyaret ediyor. Tıp Fakültesi 5. Sınıf öğrencisi Caner Biberkökü ve elektrik elektronik 1. Sınıf öğrencisi Halil İbrahim Şahiner’in evine misafir oluyor; üniversite gençliğinin meselelerini ilk ağızdan dinliyor. Siyasiler sahada ne güzel değil mi?
AB üzerine 9 sene master ve doktora seviyesinde çalışmış, Kayseri’de önemli projelere imza atmış, Erciyes’i turizmin hizmetine açan Cıngı’ya, Kayseri’nin globalleşen dünyadaki üretim potansiyeli ve ürün çeşitliliğine yönelik ihracatı soruyorum. O kadar mutlu ve ümitli ki; “Dünyada iki önemli gelişme var. Birisi globalleşme bir diğeri dijitalleşme yani e-ticaret. Bu konuda Ticaret Odamızın çalışmaları takdire şayan. Şehrimizin gelişmesi e-ticaret ve ihracat ile olacak. e-dönüşümü gerçekleştirebilir, müteşebbislerimizi, üreticilerimizi dijital pazara adapte edebilirsek çok daha yüksek başarılara ulaşacağız. Bu, şehrimizdeki kişi başına düşen milli gelirin artmasını önemli ölçüde etkileyecek” diyor.
Sonra daha önemli bir meseleye dikkat çekiyor Dr. Murat Cahit Cıngı… Diyor ki; ‘’Müreffeh ve mutlu bir Türkiye için kadim kültürümüz yaşatılmalı… Gelişen, üreten, ihraç eden, ahlâklı, dürüst, kul hakkına riayet eden, alın terinin kutsiyetini bilen, mesuliyet sahibi bir gençlik yetiştirmeliyiz.’’
Bu söz beni alıp çocukluğuma götürüyor…
Erciyes’in volkanik faaliyetleri sonucu üç tepeden oluşmuş cüruf konisinden ibaret Ali Dağ’ın eteklerinde 30 mahallesi ve 450 km²lik yüzölçümü ile merkez ilçe konumundaki Talas’ın tabii güzellikleri… Tertemiz havası, gül, sümbül, leylak ve iğde kokuları ile kanarya ve bülbül şakımalarının birbirine karıştığı dik yamaçları, vadileri, kaya oyma sığınakları, kemerli taş yapıları, su medeniyetinin bütün özelliklerini yansıtan sarnıçları, galerileri ve yer altı şehirleriyle bir başka güzeldir Talas.
Düşünüyorum da… Tablakaya meydanından yukarı mahalleye, seyir tepesine doğru göğe çekilmiş bir ip gibi yükselerek uzanan o patika yoldan gelip gidenleri izlerken neler düşlerdim neler…
Beklenmedik bir heyelan sebebiyle bugün kayaların altında kalan Tablakaya’daki o kemerli, tollü, takalı yüzlerce güzelliklerin yaşandığı upuzun sihirli taş evdeki hatıralar… Her biri ciltler dolusu kitap olacak bilgi; sevgi, saygı, hak, hukuk, insanlık, iyi komşuluk ilişkileri ve ‘’Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim’’ diye özetlenen ibret dolu hayata dair sohbet ve masallardaki haz ve lezzeti bugünün gençliğine nasıl anlatabilirim ki. Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın’a soruyorum bu sıra sıra yükselen apartmanların arasında çocuklar nerede oynayacak, yaşlılar nerede dinlenecek?
Dahası… Dede ile torunu kaynaştıran… Hayatı güzelleştiren bir sözün uyandırdığı his, bir tatlı bakış, bir bardak çay ve beraberinde ikram edilen kete ile bütün olumsuzlukları silip süpüren halkalardaki çeşniyi nereden bilsin bugünün evlatları….
Ah, devleti devlet yapan, umudun, güvenin, huzurun ve fedakârlığın sembolü iyi komşuluk ilişkilerinin kuvvetlendirdiği bağlar…
‘’Kokmuştur’’ diye bir tas ya da bir sağan içinde ihsan edilen yemekler, aside ve benzeri tatlılar sanki koca bir mahalleyi bir hanenin mensupları gibi kuvvetle yakınlaştırır ve kenetlerdi.
Merhum Cemil (Kazan) Baba ne kadar güzel özetlemiş, değişimi…
Saklambaç oynayan kaldı mı?
Sahi saklambaç oynayan kaldı mı?
Ya da henüz televizyonun olmadığı, mahalledeki tek radyonun Cinliklerin Ali Efendi’nin evinde yüksekçe yere özenle monte edilmiş lambalı, ince kıl çizgili ekranda aranan yayının frekansını yakalandığı an ve ajans saatindeki haberlerin merak ve heyecanındaki insanın hayat pınarı gibi kabaran küçük mutluluklarını bilir mi, digital dünyanın çocukları?
Başkanlar, büyükler, kanaat önderleri anlatmazsa, yaşayıp, yaşatmazsa nereden bilecekler ki?
Ah… Doğup, büyüdüğüm kadim şehir Kayseri ne kadar da hızlı değişiyor öyle… Yetişemiyorum değişimin hızına… Vakit gergefi insan öğütür gibi kadim kültüre ait paha biçilmez değerleri öğütüp, sıkılmış limon posası gibi kenara atıyor.
Özetle bu şehre her gelişim ayrı bir heyecan ve ayrı bir hüzne dönüşüyor.
Oysa şehir büyüyor, gelişiyor ve daha da canlanıyor… Atom karıca Vali Gökmen Çiçek ve Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç’ın sıra dışı master projeleri ile.