Krallar da ağlar ama niçin? Neler neler anlattı, anlayabilene, İspanyol golcünün birkaç damla gözyaşı! O büyük kariyerin içliliğiydi, o pınarlardan düşen her damla yaş. Koca sezonun heba edilişine duyulan içlenme birikimin üzüntüsüydü, o hicran. İtilip, kakılıp, örselenmişliğe inat yutkunuşundaki sessiz soyluluğu eziklik sananlara gösterilen teessüf ve teessürdü, o gözyaşları. Lakin o hicranı kaç kişi anladı, Kral ve soytarıların dünyasında? Havuzda bir şeyler oluyor Yıllarca söylenip durduk: "Üç tarafı sularla çevrili bir ülkede yaşıyoruz ama yüzmede bir dünya şampiyonu bile çıkaramıyoruz!" Şikâyet sorunu çözmek midir, hayır! Kaldı ki, soruna yaklaşımımız bile yanlış; tatlı su ile tuzlusunu ayırt edememek gibi. Kaldı ki, Macaristan'ın denizi yok ama Alfred Hajos, Valeria Gyenge gibi olimpiyat ve Laszlo Cseh gibi olimpiyat üçüncüleri mevcut. Her neyse! Söyleyeceğim şu; şimdi ülkenin her yanı olimpik havuzlarla donanmış. Üniversitelerin havuzlarında, yüzlerce yetenekli gence akademik eğitimler veriliyor. Yüzücülerimizin kullandığı mayolar gelişmiş ülkelerin sporcularınkine denk; artık şartlar eşitlendi, haksız rekabet ortadan kalktı, sıra başarıya geldi. Sonuç mu? Belki bugün için; 2008 Pekin Olimpiyatları'nda ülkesine sekiz altın kazandıran ve sekiz dünya rekoru kıran 23 yaşındaki Amerikalı yüzücü Michael Phelps'i ortaya çıkarabilmiş değiliz. Ama eminim ki, o havuzlardan yarın dünya şampiyonları çıkacaktır. Son iki yılda, 81 Türkiye rekoru kıran Hazal Sarıkaya ve Dilara Buse Günaydın gibi genç yüzücülerimiz, bu gelişimin habercileri. Değişimi, bilmem anlatabildim mi? GÜNÜN SÖZÜ "Kaldırın kafanızı ve işinize bakın" Şenol Güneş Trabzonspor Teknik Direktörü 100 yılın en iyisi! Lionel Messi nasıl bir yetenek? Arda mı, Messi mi? Ah keşke, hayalde, tutkuda, vizyonda, hedefte bu ikisi bir olabilse. Göğsümüzü gere gere, "Bizim de Lionel Messi gibi yeteneklerimiz var" diyebilsek. Ah, keşke, Türkiye'den de bir dünya yıldızı çıksa. İtiraf edeyim Messi; futbolcu filan değil o bambaşka bir insan? Ne fizik, ne kimya, ne sosyoloji ne de biyoloji tarife yetmez, onu. Halini, akıl sır alacak gibi değil. O nasıl bir kıvraklık? O nasıl bir çabukluk? ...Ve o nasıl bir esneklik? Anlayabilene aşk olsun; sanki ayağında mıknatıs varmış gibi topa dans ettiriyor, keyfince. Tekmeler yiyor, tınlamıyor! İtiliyor, çekiliyor, aldırmıyor! Futbol zekâsı, oyun gücü ve mütevazı kişiliğiyle bir sihirbaz gibi herkesi büyülüyor. Göstere göstere çalımın en kralını, golün en güzelini atıyor. Barcelona'da rekordan rekora koşuyor; bu sezon gol sayısı 50 olmuş; bu ne demek? Real Madrid ve Macarların efsane golcüsü Ferenc Puskaş'ın bir sezondaki 49 gollük rekorunu taca atmak demek. Bırakın Arda-Messi kıyaslamasını... Soruyu, "Pele mi, Maradona mı yoksa Messi mi?" diye değiştirin. Kanaatim şu; Messi, sadece bugünün değil 100 yılın futbolcusu! Sanki "O büyük yetenek (!) Arjantin Milli Takımı'nda ne yaptı?" sorusunu duyar gibiyim. Doğru, varlık gösteremedi ama neden sorun bakalım? Arjantin Milli Takımı'nda Xavi ve İniesta gibi Messi'nin beyninden geçenleri okuyabilen yetenekler yoktu da ondan.