Yıldızlar geçidi gibiydi. İstanbul’un Olimpiyat Stadı’nda ikinci kez ev sahipliği yaptığı futbol şöleninde Manchester City ile İnter’i izlerken öyle duygulandım ki… Gönlümden geçen şey, devlerin finalinde bir Türk takımının olmasıydı. Biliyorum şimdilik hayal bu ama dilerim bir gün o da olur. Kim bilir belki de bunu Okan Buruk yönetimindeki Galatasaray başarır.
Ancak tesellimiz; takdire şayan organizasyon kabiliyetimiz ve finalist iki takımın kaptanın da Türk olması ve kupayı bir Türk evladının kaldırmasıydı. Gurur kaynağımız İlkay Gündoğan’a sonsuz teşekkürler. Tabii ki Hakan Çalhanoğlu’na da. İyi ki varsınız kaptanlarım.
Şampiyonlar Ligi’ni en son 2010’da Jose Mourinho ile kazanan İnter, İstanbul’daki dev finali de almayı hedefliyordu. Ne de olsa ‘Kupa İtalya’yı kazanmışlardı ancak dün gece City’yi durdurmak o kadar da kolay değildi. Zafer için kusursuz olmaları gerekiyordu. İnter ne yaptıysa bunu başaramadı. Önce direkten döndü sonra Ederson’u geçemedi ve İtalyan ekibi boynu bükük ayrıldı, İstanbul’dan.
Yarı finalde son şampiyon Real Madrid’i deviren Manchester City, ilk kez Şampiyonlar Ligi tacını giymek için İstanbul’da güçlü bir karakter ortaya koydu. Takdir etmek gerekir ki; Premier Lig ve FA Cup şampiyonluğunu perçinlemek adına, Pep Guardiola’nın adamları için başarıyı üçlemek adına bu kupa çok anlamlı olacaktı. Şampiyonlar Ligi finaline dair güzel anılara sahip değillerdi. Kritik gollerin adamı Rodri kariyerinin en anlamlı golünü attı ve takımına kupayı kazandırdı, tebrikler.
MAÇIN ADAMI: Rodri