İnanıyorum bu gruptan çı-ka-ca-ğız

A -
A +

Acı gerçekle yüzleşelim artık. Biz ne futbol ülkesi olabildik ne de turnuva takımı. Yine de inanıyorum, bu takıma.

 

 

 

Henüz EURO 2024 ümidimiz devam ederken eğri oturup doğru konuşalım; Portekiz önündeki bozgunun başta Vincenzo Montella olmak üzere birçok sorumlusu ve sebebi olabilir ama acı gerçek; iki millî takım arasındaki seviye ve kültür farkından kaynaklanmıyor mu? Söyleyin; 2002’den beri hangi Dünya Kupası’nda vardık? Hezimeti başka yerde aramayalım, lütfen. 

 

Turnuva henüz bitmedi 

 

Önümüzde Çekya maçı ve hâlâ devam eden bir fırsat varken “istifa” diye topyekün TFF’yi topa tutup, ay yıldızlı formayı terleten “Altın Çocuklar”ımızı yerden yere vurmayalım. Biraz sabır! Henüz turnuva bitmedi, tarih yazılacaksa bu çocuklar yazacak.

 

Ayrıca A Millî Takımı; Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor diye ayrıştırarak ne kazanacağız?

 

Bu takım adı üstünde “MİLLÎ TAKIM.”

 

Lütfen kulüpçülük yapmayın!

 

İnanın bu, Çekya değirmenine su taşımak ve umudumuz olan A Millî Takımı moral olarak çökerten sükutu hayalden başka bir işe yaramaz. 

 

İnanıyorum bu gruptan çı-ka-ca-ğız

 

Vurmayın, sabredin

 

Gürcistan zaferi biliyorum başımızı döndürdü, rehavete kapıldık, süreci doğru yönetemedik, hepsine katılıyorum ancak görüldüğü üzere bir çiçekle bahar gelmiyor.

 

Vincenzo Montella’nın kadro seçimi, oyunun boyunu uzatan ve de önde en küçük baskı oluşturmayan B Planından yoksun klasik 4-2-3-1 düzeni ile kestirilemeyen “Ne oynadığımız” silik taktiği doğru - yanlış tartışılır. Tartışılmalı da.

 

İnanıyorum bu gruptan çı-ka-ca-ğız

 

Fakat 3-1’lik Gürcistan zaferini ve “bozulmaz” denilen o tarihe geçen takımla dahi rakibe beş gol pozisyonu verdiğimizi de unutmayalım.

 

Böyle basit pozisyonlar veren bir takımı, Bernado Silva, Ronaldo, Pepe, Vitinha, Cancelolu Portekiz her türlü patlatır mıydı, patlatırdı, nitekim patlattı da.

 

Hakikat bu.

 

Ayrıca kaybettiğimiz takım Gürcistan değil Portekiz.

 

Acı gerçekle yüzleşelim artık. Biz ne futbol ülkesi olabildik ne de turnuva takımı. Söyleyin, 2002’den beri hangi Dünya Kupası’na katıldık, hangi Avrupa Şampiyonası’nı kazandık? 

 

İnanıyorum bu gruptan çı-ka-ca-ğız

 

Nerede o müthiş golcü?

 

Gelelim maça… Orta sahada Yunus, Orkun ve Kerem’le maçın başında pozisyonlar geliştirmeye çalışsak da çok zayıf kaldık. Kaan, Hakanla geriden oyun kuralım derken akıllı, süratli, tempolu, mücadeleci ve becerikli olamadık.

 

Öyleki forvette yerden yere vurduğumuz Barış Alper Yılmaz’ı bir kere olsun topla buluşturup da pozisyona sokamadık. Yersiz polemikler; “Yeri yanlıştı”, “Bu on biri Montella değil, Hamit Altıntop yaptı” ile neyi tartışıyoruz, biz?

 

Oyun gücümüz bu. Abesle iştigal etmeyelim lütfen.

 

Söyleyin… Kaleci Mert,  “Oynayayım” dedi de oynatmadı mı, teknik adam? Futbolcu, “Sakatım” diyorsa ne yapsın Montella? Ayrıca kulübede Portekiz savunmasını darmadağın edecek, “Oyuna renk katar, tabelayı değiştirir” diyebileceğimiz Bernado Silva gibi nevi şahsına münhasır müthiş golcü ya da golcüler vardı da oynatmadı mı, Montella? Ne gezer. Doğrusu ne Semih ne Kenan ne de Cenk bu çöküşe “DUR!” diyecek çareler olabilirdi. 

 

İnanıyorum bu gruptan çı-ka-ca-ğız

 

Savunmadaki inanılmaz hatalar
 
Gürcistan maçından geliyorum diyen tehlikeyi Portekiz önünde imha gücü yüksek bomba gibi kucağımızda bulduk.

 

Ferdi ilk golde yanlış pozisyon aldı, rakibini kaçırdı, 2. golde Samet’in Altay’ı şaşırtan geri pası yaramıza tuz biber oldu. İnanılmaz savunma hataları bizi vurdu.  Vurgun yemiş balığa döndük.  Niye?

 

Gerçek şu… Biz ne futbol ülkesi olabildik ne de turnuva takımı.  Dilerim, Çekya maçı öncesi Portekiz bozgunundan gerekli dersi çıkarır da yolumuza devam ederiz. Her şeye rağmen ben takıma inanıyorum, biz bu gruptan çı-ka-ca-ğız. Başka yolu yok.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.