Soğuk mu soğuk bir hava… Bırakın futbolu, ısınmak için bile koşmak lazım.
Ne var ki Fenerbahçe derbisi öncesi millî araya doğru Avrupa hedefi için mutlak kazanması gereken Beşiktaş, sanki sonuçtan eminmiş gibi İstanbulspor mücadelesinin gole kadar olan bölümünde inanılmaz yavaş ve futbolu oldukça sıkıcıydı.
Tamam, anlıyorum iki takım arasında büyük bir güç farkı var ama bu kadar geride oynanır mı, diyelim oynadın ve iyi de alan daralttın, merkezi kapattın, rakibe geniş alan bırakmadın da bu gol yemeni engeller mi? Hayır. Nitekim bir ölü topta ilk golü yedi. Ne zamanki ikinci yarı cesaret gösterip yüklendi o baskı sayesinde direkten dönen bir top ve Lokilo ile bir de gol buldu. Hatta Ethemi ile penaltı da kazanıp skoru denkleştirebilirdi.
“Gol” demişken ilk on birler açıklandığında futbolu iyi bilen Beşiktaşlı bir dostum aradı ve “4-3-3 düzeninde kanattaki Cenk’in yerinde Maxim olsa daha iyi olmaz mıydı” diye sordu.
Sanki perdeyi açan golü Kaptan Cenk’in atacağını görmüş gibi tereddütsüz, “Doğrusu Şenol Hoca’nın tercihi. İstanbulspor’a Beşiktaş gol atarsa bunu ancak öncelikle Tosun Paşa atar” dedim ve ekledim “ille de Maxim oynayacaksa Salih’in yerine düşünülebilir.” …Ve bir duran topta perdeyi Tosun Paşa açtı, kapanışı ise harika bir vuruşla Aboubakar yaptı. Ghezhal’in müthiş dönüşünü ve Redmond’ın füzesini unutmayalım.
Mert ve Colley’e dikkat!Maçın son 20 dakikasında İstanbulspor’un baskısı Beşiktaş’ın savunma zaaflarını Mert’in hatalarını su yüzüne çıkardı. Aman dikkat!
MAÇIN ADAMI: Cenk Tosun