Tez elden bilet kesenler neredesiniz?
Vincenzo Montella gitsin mi kalsın mı?
Maalesef! Galler maçı sonrası konuştuğum on kişiden dokuzu; 'Montella gitsin, Sergen Yalçın gelsin. Millî Takım'da yabancıya ne gerek var? Bize bizim futbolcuların dilinden ve ruhundan anlayacak yerli hoca lazım!'' diye.
Bu kadar masit mi; başarıya giden yol.
Nerede kaldı; ilke, prensip, istikrar ve ekol olmak adına sürdürebilirlik kavramı?
Hep yap bozla mı geçecek günlerimiz?
Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonluğu gibi hedefi olan, oturmuş bir takım yapamayacak mıyız, hiç?
Gerçi ben de eleştirdim ama ''Teknik adam değişikliği şart, Montella ile olmuyor'' diyenlere karşı durup, ''Acele etmeyin. Şu an değişim değil, millilerimize destek olma zamanı'' hatırlatmasında bulundum. Spor dünyasındaki yarım asırlık tecrübeme dayanarak.
Soruyorum size, bir takım niye üçlü oynar?
Daha ofansif olmak için değil mi?
Pekii, Galler maçında ofansif mi oynadık?
Ne gezer!
Millî Takımımızı el freni çekilmiş gibi sabitleyen strateji yanlıştı yoksa sistemin sayısal dağıtışımı değil. Eleştirim de; oyunu kendi alanında kabul eden ve Galler'e sayısız pozisyon veren çekincelerle dolu anlayışaydı, yoksa 3-2-5 ya da 4-6-0 diye özetlenen yapıya değil.
Önerim, çekincelerle dolu bu anlayış, oyun ve hatalı stratejiden vaz geçilmesi ve santraforlu oyuna dönülmelisiydi.
Bu eleştiriyi yaparken de üstüne basa basa ''Mesele; Montella'yu göndermek değil'' diye vurgulamıştım.
İtalyan teknik adam en iyisi olmak adına ne yaptığını biliyor da onun için. Düşünün onun yönetimimde Ay Yıldızlı ekip 15 maçı 40 futbolcuyla oynamış, 33 ilk on birde mücadele etmiş.
Cardiff'te futbol olarak vasat altı kalsak da İzmir'de harika oynadık ve İzlanda’yı 3-1 mağlup ettik.
Barış Alper Yılmaz'ın cezası, Çağlar ve Ferdi'nin sakatlığı derken Montella küçük dokunuşlarla hem oyuncuları ateşledi hem de sistemi ve skoru değiştirdi, sonuç harika...
Galler maçındaki çekincenin aksine savunmayı önde kurmak ve kendi futbolumuzu rakibe kabul ettiren stratejiyle istediğimizi aldık, gururlandık.
Cezası biten Merih ile savunmayı toparlayıp, Mert ve Erenle rakibi önde karşılayıp, geriden harika oyun kurararken Hakan Çalhanoğlu'nun uzun topları, orkestra şefi Arda Güler'in adrese pasları, İrfan Can Kahveci'nin yürekten oyunu, İsmail'in usta kesiciliği ve Benficalı Kerem Aktürkoğlu'nun golleriyle A Millîler çoştu, çoşturdu, çoktuk. Daha ne isteriz?
Kerem Aktürkoğlu demişken, muazzam; çok kaliteli, yetenekli ve klas bir futbolcu... Benfica'ya transfer olduğu gün merdivenleri hızla tırmanan bu millî yıldız için, ''Yeşil sahaların en iyilerinden'' diye paylaşımda bulunmuştum. Mahcup etmedi.
Montella döneminde rakip kalelelere 22 gol kaydeden 13 ayrı krampondan, 5 gole en skoreri Kerem.
Benfica'nın yeni teknik direktörü Bruno Lage de.
Sergen yalçın istikrarlı bir teknikdiröktör değil