Pedro’nun önce beraberlik ve sonra zaferi getiren golü olmasa vaziyet fenaydı!
Kimse kusura bakmasın, Pedro öncesi “şampiyonluk kostümü” Fenerbahçe’ye birkaç beden büyük duruyor. Neden mi? İki takım arasındaki fark o kadar büyük ki… Kapanacak gibi de değil. İnsan ister istemez “Nerede Galatasaray’ın oyun ve kadro kalitesi ve nerede Fenerbahçe’nin futbolu?” diye sormadan edemiyordu.
Nerede şampiyon Fenerbahçe?
Kabul Başakşehir çok dişli, diri ve zor bir rakip ama “O sezon bu sezon” diyen Fenerbahçe’nin oyunu böyle mi olmalı? Alın İrfan Can Kahveci ve Arda Güler’i bu takımdan dışarı, geriye kalanına “Fenerbahçe” diyebilir misiniz, nerede! Kaldı ki Arda da dün gününde değildi. Pedro, Emre Mor, Alioski ve Mert Hakan hamlesi kötü gidişe “dur” dedi. O ana kadar zorlandı Fenerbahçe.
Söyleyin nerede Oğuz Çetin, Müjdat Yetkiner, Rıdvan Dilmen ve Aykut Kocamanlı Fenerbahçe ve nerede dünkü takım?
İlk yarı bitti, Ferdi’nin vuruşunda “Başakşehirli oyuncunun top eline çarptı mı çarpmadı mı” tartışması ve Rossi’nin sağ ayağına topu oturtamadığı an dışında heyecan veren tek bir pozisyon yok. Buna karşılık ne var? Samet’in kısa pas hatası ve Aleksic hem takipçiliği hem de fırsatçılığı ile maçı az daha özetliyordu. Tabii bir de Baykuşların kaçırdıkları… Yazık!
Bu kadar basit gol mü yenilir?
Hem lig hem de kupada iddiasını sürdürmek isteyen Fenerbahçe üç puan için çıktığı Başakşehir deplasmanında bu kadar basit mi basit gol yememeli ve böylesine sönük kalmamalıydı. Hedefe giden yolda bu maçı kazanabilmek için hem dengeli olmalı hem de oyun kalitesini yükseltmeliydi. Maalesef, Valencia ve Rossi’nin sönük kaldığı maçta Pedro sahne aldı ve geriye düştüğü maçlarda müthiş geri dönüşe imza atan Jorge Jesus’un kariyerini yeniden parlattı.
Maçın adamı: Pedro
