Schuster'i bitiren hata!

A -
A +

Anlamak ve anlaşılmak! Beşiktaş 4, Kayserispor 2. Haftanın olayı; Bernd Schuster sonrasında gol olup, yağan Beşiktaş gerçeği. Çok merak ediyorum, "Türkiye'de 1960'ların futbolu oynanıyor, Beşiktaş o yüzden kazanamıyor" diyen Schuster, Tayfur Havutçu yönetimindeki Beşiktaş'ı seyretti mi? Seyrettiyse, Kayserispor önünde 1-0 geriye düşen Beşiktaş'ın rakibine sezonun en ağır yenilgisini aldırtan oyunu karşısında ne düşündü? Daha açık soralım; "Ben nerede hata yaptım?" diye hiç kendi kendini sorguladı mı Alman teknik adam? Sorgulamadıysa, Schuster'i bitiren hatayı biz söyleyelim. Önyargı! Bend Schuster, tıpkı, Del Bosque, Scala, Tigana hatta Benjamin Toshack gibi bu ülkeye peşin hükümle geldi. Kendinden önce bu ülkede futbol oynanmadığı gerçeğine inandırdı, yanıldı. Fakat yanıldığını dahi anlayamadı. Anlamak da istemedi, anlaşılmak da. Değişmeye değil, sürekli değiştirmeye uğraştı, Çünkü önyargısı; duvar oldu önünde. Birçok lider ve teknik adam gibi; Karizmatik Schuster de ne kadar çırpındıysa, gelip o duvara tosladı, kaldı. Üstelik yönetim, "gak" deyince "su", "guk" deyince "et" misali, her isteğini yerine getirdiği halde, hata üstüne hata yaptı, kendini bitirdi. Sanırım bundan sonra, düşünürün şu, "Peşin hükmü parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur" sözü kulağına küpe olur. Erzik'ten sonrası ne olacak? 35'inci UEFA Kongresi bugün Fransa'nın başkenti Paris'te yapılacak. UEFA Başkanı Michel Platini için garanti olan bu seçimin bizim için en önemli tarafı, UEFA 1.Asbaşkanı Şenes Erzik'in 1990'dan bu yana sürdürdüğü İcra Kurulu Üyeliğini yeniden kazanması. Diyeceksiniz ki, Erzik için kazanamamak gibi bir tehlike mi var, yok aslında. Ama sandık bu, toplam 13 kişi yarışacak, 53 kişi oy kullanacak. Erzik'in derdi ise seçilmek değil, en kıdemli üye sıfatıyla en çok oyu alan üye olarak seçilmek. Aksi takdirde, şu anda UEFA'da yürüttüğü Kulüp Lisans Komitesi ve Fair Play/Sosyal Sorumluluk Komiteleri Başkanlığı, Hakem Komitesi Başkan Yardımcılığı, Profesyonel Futbol Strateji Konseyi Temsilciliği görevleri sıkıntıya girer. Daha da önemlisi ise Erzik'den sonra Türkiye'nin UEFA'da kiminle, nasıl temsil edileceği? Emanetçi Tayfur! Bir kere adı çıkmış, "Emanetçi"ye, ağzı ile kuş tutsa, bu saatten sonra değişmez Tayfur Havutçu'nun Beşiktaş'taki kaderi. Bu kulübü yöneten kafalarda, "yabancı özentisi" varken! Havutçu, isterse, kalan tüm maçları kazandırıp, kupayı da getirsin, değişmez, bu kulüpte ona biçilen rol. Görevine son verilen her teknik adamdan sonra boşluk dolduran biri gibi "Emanetçi Tayfur!" olarak gelir gider. Hiçbir zaman Barcelona'daki Guardiola olamaz, bu kulüpte! Bu, bir kulübün hem kendi kulübüne hem de kendi evladına yapabileceği en büyük haksızlık! Nitekim duyuyorum ki, siyah-beyazlı yönetim, gelecek sezon için yabancı teknik direktör arayışına çoktan başlamış bile. Menajer Ahmet Bulut, harıl harıl Bernd Schuster gibi karizmatik teknik adam arıyormuş. İstedim ki, duyduklarım "yalan" olsun. Bir yönetici çıkıp da desin ki, "Beşiktaş'ı gelecek sezon da Tayfur Havutçu çalıştıracak." Ama ne gezer! Oysa güzel Türkçemizde "Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer" diye ibretlik bir söz var. Fakat o sözü anlayacak kafa nerde? Del Bosque, Scala, Tigana hatta Benjamin Toshack denemelerinde duvara toslayan o kafa, sizce kendi değerini anlar mı, dersiniz? Olimpiyat masalı! 2020 İstanbul Olimpiyat Oyunları düşü, artık masal. Neden mi? Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi, olimpiyatlara yeniden aday olma fikrine ne İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş'ı ne de Spordan Sorumlu Devlet Bakanımız Sayın Faruk Özak'ı ikna edebildi. Oysa Barcelona 1992 Olimpiyat Oyunları'nı 8. adaylığında kazandığı halde. İstanbul Büyükşehir Belediysi ile TMOK arasında ciddi bir soğukluk hakim.Hatta, güvensizlik de denilebilir. Mesela, lisanslı 3 bin sporcusu bulunan İstanbul Spor AŞ'nin Genel Müdürü Alpaslan Baki Ertekin ve Genel Müdür Yardımcısı Serhat Karadağ, TMOK'a üyelik için başvurduğu halde aylardır olumlu-olumsuz bir cevap alamadılar. Belediyeciler, haklı olarak, İstanbul Olimpiyat Hazırlık Düzenleme Komitesi'nde farklı bir yapılanma olsun istiyorlar. Bakanlık da böyle bir çaba içinde. O yüzden TMOK'un 26 Mart'taki Genel Kurulu, yeniden başlangıç için ya milat olabilir ya da yine La Fontenin'den masallara dönüşebilir. Dikkat! Şu ana kadar 135 imza toplamış olan Akil Adamlar Olimpik Hareketi mensupları diyor ki, "Değişim için seçim şart!"

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.