Sistemsiz oyunun şikayeti bitmez

A -
A +

G.Saray'dan sonra Beşiktaş da ver yansın etti hakemlere... Hatta Trabzonspor da katıldı bu kervana. Haklılar mı?
Yüzde yüz ''haklılar'' diyemem yüzde yüz ''haksız'' da diyemeyeceğim gibi.
Ortada bir adaletsizlik, bir çifte standart, bir kalite sorunu var ki kos koca yöneticiler milyonların önünde bas bas bağırıyorlar. Neden?

 

GAYE ŞOV MU YOKSA FUTBOLU DİZAYN ETMEK Mİ?

 

Soruyorlar bunların amacı ne, diye...
Bu öfke patlamasına ''Şov yapıyorlar'' diyemeyeceğimiz gibi ''Futbolu kendilerine göre dizayn etmek istiyorlar'' da diyemeyiz.
Bağırıyor, çağırıyorlar da ellerine ne geçiyor?
Dün bir bugün iki bu ne acele feveran böyle?
Baskı kurarak, ortamı gererek, zorlayıcı tavır ve ifadelerle, sürekli birilerini şikayet edip, birilerini hedef göstererek ne elde edeceğinizi sanıyorsunuz?
Dahası siz ne yaparsanız yapın ne derseniz deyin MHK da, TFF de, hakemlerimiz de bildiğini okur da diyebilirsiniz.

 

Ancak bu tür yaklaşımlar kaosu krizie, krizi de baş edilemez duruma getirir ki, sonuçta bindiği dalı kesen insan misali bundan oynayan, seyreden, yöneten, yazıp yorumlayan, görüntüleyip yayınlayan hatta bu güzel oyun üzerine akıl yürütüp fikir ve düşünce üreten zarar görür. Öyleki bu oyunun artık olmazsa olmazı haline gelen tıp, teknoloji, hukuk, ekonomi,  eğitim, lojistik destek, sponsorluk, temsil, tanıtım, turizm, ulaşım ve konaklamadan ağırlamaya, kadar herkes zarar görür ve zamanla kaybeder. 
Özetle her fırsatta ''marka değer'' diye önem verdiğimiz değerler ayaklar altına düşer. Futbola, paydaşlarına ve bu güzel oyuna çok yazık olur.

 

HERKES GÜNÜ KURTARMA DERDİNDE

 

Diyebilirsiniz ki siz bunu biliyorsunuz da paydaşlar bilmiyor mu?
Biliyordur elbette ama herkesin bir hesabı var günü kurtarmak üstüne. 
Ayrıca gerçek şu ki niyet, amaç ve beklenti ne olursa olsun futbol yönetiminden futbolu yönetenler de oynayanlar da seyredenler de ciddi şekilde rahatsız. Ancak bu rahatsızlık yeni de değil.
Diyeceğim bu tavır ve çıkış ne TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ve ekibine ne de MHK Başkanı ve yönetimine karşı.
O halde dev gibi adamlar niye bağırıyor?

 

SİYASİ İRADE BU OYUNUN NERESİNDE?

 

Taraftar baskısı, ağırlaşan rekabet ortamı, rakiplerin baskısı, ''Kimseden geri kalmayayım'' saplantısıyla yapılan haddi aşan transferler, kulüpleri batma noktasına getiren plansız, programsız ve hedesiz harcamaların yol açtığı ciddi zarar ve finansal krizler.
Maalesef gelinen tükenmişlik noktası tam bir kara delik...
Ört örte bilirsen, dik dikebilirsen.
Sonuçta dert büyük ''çare'' diye sunulan ise küçük.
Peki siyasi irade bunun neresinde?
Futbol özerk olduğuna göre siyasetten bağımsız bir sistemin olması gerekir. Peki siz sistemi görüyor musunuz ortada?
Son 10 yılda kaç defa TFF Başkan ve yönetiminin, MHK Başkan ve yönetiminin değiştiğini bir çırpıda söyleyebilir misiniz? Keşke 'evet' diyebilseydim ya da ''evet'' diyebilsetdiniz.

 

NE ÖZBEK'İN NE DE... 

 

Büyük düşünüp büyük oynamak güzeldir ama bu gayenin altını her manada doldurabilirsen.
Vaadedilen Şampiyonlar Ligi hedefi çok güzel ama paranın gücü tek başına yeter mi bu hedefi yakalamak için. Sen kendi yıldızını kendin üretemiyor ve Premier Ligi'n eski yıldızlarıyla yol almaya çalışıyorsan başarabilir misin bunu? 

 

Ha keza UEFA Klasman Ligi beklentisi, lig ve kupa şampiyonluğu arzusuyla gözünü karartıp ekonomik ve sosyokültürel stres yükü ile maalesef bugün çıldırma noktasına gelmiş yöneticilerimize de soruyoprum bu soruyu, taşıma suyla değirmen döner mi?
Şahsen çok iyi anladığımı düşündüğüm; ne Dursun Özbek Başkanın ne Engin Baltacı beyefendi ne de diğer yöneticilerin yerinde bu şartlar altında asla olmak istemem. Çünkü sistemsiz toplular ve oyunun şikayeti asla bitmez.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.