Türkler her takımda olmalı

A -
A +

Türkiye-Avusturya maçı, bir erken final. Kazanacağız, hiç şüphem yok. Ama oyuncuların tercihleriyle ilgili olarak; "hain"lik ile "kahraman"lık arasında ince bir kumpasa sıkıştırılmak ne fena bir şey! Mesut Özil'e kızdık Almanya'yı tercih etti, diye. Ekrem Dağ, Hiddink'e kızdı Avusturya'yı tercih etti. Buna da kızdık, nasıl başka ülkelerin takımlarını tercih ederler, diye. Ne gereksiz bir tartışma bunlar! Varsın olsun... Dünyanın her takımında Türk çocukları olsun. Zenginlik saymamız gerekenleri, sanki yok oluşun bir parçasıymış gibi görmenin ne alemi var? "Demokrasinin derin elleri" Olacak şey değil ama 2011 yılında da "olmaz" dediğimiz şey oldu. G.Saray tarihinde hiç yaşanmamış "Derin Darbe" maalesef, gerçek oldu! Buna "Demokrasinin güzelliği" mi demeli yoksa "Demokrasinin derin ellerinin dayanılmaz ağırlığı" mı? Gerçek şu, "Ağır ağabey" etkisi bu asırda da sürüyor. "Bu asırda ağır ağabey mi olur?" gafletine düşen; Adnan Polat ve onun gibileri, ne acıdır ki; İnan Kıraç'ın o dukalık değirmeninde un ufak oluyor. Bir genel kurul düşünün; mevcut yönetimi mali açıdan ibra ediyor, taslak bütçeyi onaylıyor. Amma velakin; denetçileri, yani üçüncü şahısları ibra ederken, idari açıdan gerçek şahsı ibra etmiyor. Bu ne yaman çelişki! Aynı yönetim; hem "ak" hem "kara" nasıl olabilir? Bu yaman çelişkiye düşmek için bir kulübün geleceğinden öte şahsi ihtiraslar peşinde koşmak gerekir. Kanaatim o ki, bu genel kurulda maalesef, ikisi de mevcut. Azınlığın, çoğunluğa tahakkümü anlamına gelen o vesayet ile Galatasaray'ın kongre kültürünün temeline inanın dinamit konuldu. Açık ve net söylüyorum, bu hem bir milat hem sadece Galatasaray'la sınırlı kalmayacak, her kulübü salgın hastalık gibi sarabilecek bir tehlike! Yarın, 300-500 gayri memnunlar grubu bir araya gelir ve iki bin, üç bin oyla seçilmiş yönetimleri böyle devirirse buna hiç şaşmam. Çünkü bugün o yol açılmıştır. Yazık! Galatasaray Genel Kurulu'nun üstünde hâlâ İnan Kıraç kılıcının sallanıyor olmasından kaygılıyım. O yüzden, o iradenin iş başına getireceği Ünal Aysal ve ekibi için şimdiden endişe duyuyorum. Durumun vahametine bakın ki, bugün tu-kaka ilân edilen Polat yönetimini de o irade işbaşına getirmişti. İşte o vahim durumu, bir tek Merhum Özhan Canaydın başkan bozmuştu. O duygu yüklü konuşma hâlâ kulaklarımda çınlıyor; "Hepinizden helallik istiyorum! Biliyorum beni seçmeyeceksiniz. Ama yine de üstüme düşeni yapayım istiyorum." Nur içinde yat başkan!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.