Yok mu kurtarıcı?

A -
A +

Kulakları çınlasın Mustafa Denizli'nin. ''Türk futbolu ne durumda?'' soruma cevabı ''Deniz kurudu'' olmuştu. O günden bugüne aslında bir iyileşme olmadı ama freni bozulmuş araba gibi bizim yöneticiler ''Onu aldık, bunu alıyoruz'' diye hâlâ baloncuklar uçurup yıldız köpürtüyorlar. Rekabet bu olamaz!

 

Marka olmanın yolu!

 

Maalesef: Fenerbahçesi, Galatasarayı, Beşiktaş'ı hiç fark etmiyor. Hepsi de vitrini zenginleştirme derdinde. İhiyaç mı değil mi, bu transferlerle hedeflenen ne, hiç dikkat eden yok. Yok aslında birbirinden farkı. Yeter ki taraftarın isteği yerine gelsin.

 

İnsan kaynağı, kadro güçlendirmesi, takım mühendisliği önemli elbette ama söyleyin marka değeri güçlendirmenin tek yolu bu mu? 

 

Yok mu kurtarıcı?

 

Aklıma takılan birkaç soru:

 

-Kulüpler Yasası bütün kulüplere eşit işliyor mu?

 

-İç ve dış denetçilerin özellikle de Kayserispor'un transfer tahtasını kapatıp hatta geçen sezon puan da silen TFF'nın denetçileri ne diyor bu gidişata? 

 

-Üretmeden tüketerek nereye varılır?

 

Sakın yine birileri, ''Kulüpler batakta kurtarıcı yok mu?'' diye fevaran  etmesin.

 

Yok mu kurtarıcı?

 

Ramos mu, harika!

 

Futbolun yaşı yok... Sergio Ramos, Real Madrid’in efsanelerinden ama tam 37 yaşında...

 

Transferi doğru mu yanlış mı, bunu zaman gösterecek. Ancak bir gerçek var ki Ramos geçen sezon PSG'de 45 maçın 42’sinde ilk 11’de başlamış bir isim.

 

Yok mu kurtarıcı?

 

Ayrıca, Real Madrid ile dört defa Şampiyonlar Ligi ve beş de La Liga zaferi ve PSG ile de iki kez Fransa Ligi şampiyonluğu yaşayan bir yıldız.

 

...Ki, Zalgiris deplasmanındaki 2-2’lik beraberlikte  eleştirilerin hedefindeki Victor Nelsson'un yerini dolduracak bir tecrübe.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.