Futbol-Error

A -
A +

Şimdi, Milli Takım'ın başına Fatih Terim'i getirdik ya, artık işler yoluna girer! Esasen, 12 bin lisanslı teknik direktörün olduğu bir ülkede neden hep aynı isimler dönüp durur anlamış değilim.

Futbol Federasyonu, ortalıkta Şenol Güneş, Mustafa Denizli, Yılmaz Vural gibi -en azından boşta- olan isimler varken, neden Fatih Terim'in kapısını çalar?
Terim, ülkemizin ve dünya futbolunun en köklü kulüplerinden birinin başındayken ve burada hedefleri varken; neden koltuğunun birine de Milli Takım hocalığını sıkıştırır? Mesleği antrenörlük olan kişilere hem Terim, hem de Federasyon haksızlık etmiştir...
Ülkemizde şu anda -yeni bir transfer olmazsa- yaklaşık 150 civarında sözleşmeli yabancı futbolcu var. Ligin ilk haftasında 6+0+4 kuralından dolayı 150 yerli, 97 yabancı futbolcu forma giydi.
Türk futbolunun meyvesi olan Milli Takımımız Şenol Güneş yönetiminde 2002'de Dünya Üçüncüsü olmuş ve FIFA sıralamasında 5'inciliğe kadar yükselmişti...
Şimdi... Son 10 yıl içinde en az 10 modern stat yaptık, kulüplerimizin bütçeleri üçe-dörde katlandı ancak aynı FIFA bizi 58'inci sıraya yerleştirdi. Burada bir terslik yok mu sizce?
2014'e az bir süre kaldı, UEFA kriterleri kapıda... Hiçbir kulüp bütçesinin üçte birinden fazlasını transfere harcayamayacak... Buna rağmen kulüplerimizin bütçelerindeki kara delikler giderek büyüyor!
Ne Futbol Federasyonu, ne Kulüpler Birliği ne de ilgili bakanlık bu duruma müdahale ediyor. Kulüp bütçelerindeki vahim durum böyle iken, yöneticilerin yabancı sevdası nereden kaynaklanıyor acaba?
Şimdi bakanlık, saçılan paralar yetmiyormuş gibi, -müjde niyetine- 210 milyon liralık bir kaynak daha uydurdu! Yani, kafa aynı, sistem aynı; Türk futbolundaki kısır döngü aynen devam ediyor...
Türk futbolu değer kaybediyor, tribünler boşalıyor; buna mukabil kulüplerin futbola ayırdığı kaynaklar kartopu misali büyüyor! Burada bir terslik yok mu sizce?
Beşiktaş'ı borç batağına sokan, geleceğini ipotek altına alan zihniyet, şu anda Türk futboluna yön veren kurumun başında! Zaten Fatih Terim'i Milli Takım'ın başına getirme kolaycılığı da, şuuraltında yatan şark kurnazlığının eseri değil mi?  Hani, 'En iyisini getirdim, daha ne yapayım?' hesabı...
Kulüplerimiz, 15-20 teknik direktörün elinde... Biri bırakıyor, diğeri alıyor... Diğer 11 bin 980 antrenör kulağının üstüne yatmış, kendine gelecek sırayı bekliyor...
Futbolun çınarı iki kulübün başkanları, iki bakanın çabasına rağmen yan yana oturmuyor!
Türk futbolu UEFA ve FIFA'nın gözetimi altında; hakkında infaz hükmünü bekleyen mahkûm gibi...
Futbolumuz ERROR veriyor, birileri hâlâ önündeki pislikleri halının altına itme çabasında. Türk futbolunda milat niteliğindeki yapılanma acaba ne zaman başlayacak?


YAMAN AYRILIK
Hani Türkülerde söylenir, "Ölüm Allah'ın emri, ayrılık olmasaydı" diye...
Doğrudur... Kuşlar zamanı geldiğinde uçmazsa, yuva çöker... İki yıl içinde ben de Türkiye'de çalıştım, evime ekmek götürdüm... Burada gönülden dostluklar kurdum, Spor Servisi'ndeki arkadaşlarımın her biriyle ayrı muhabbetim var... Ayrılınca her şey bitmiyor; dostluklar bakidir.
Biz gazeteciler, limanlarda gezinen gemiler gibiyiz... Kısmet hangi limana bilemeyiz...
Atilla İlhan; "Ayrılıklar da sevdaya dâhildir" demiş...
Allah'a emanet olun ve kalın sağlıcakla...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.