Asayiş berkemal/mi?

A -
A +

Toplumsal cinnet hâli her geçen gün dozunu artırıyor.

 

Ancak bu hakikati ciddiye alan yok! Her gün hiç alışık olmadığımız tuhaf hadiseler meydana geliyor. Aile içi şiddet, cinayet, yaralama haberlerinin yanında bir de eline bıçak, silah alıp sokakta insan kıyımına çıkan hırsızlar, arsızlar, ruh hastaları, bitirimler ve katiller cadde ve sokaklarımızda cirit atıyor!

 

Korkuyoruz…

 

Bizim huzur ve güven dolu cadde ve sokaklarımıza ne oldu böyle? Önceki gün İzmir’de bir ruh hastası, iki saat içinde iki insanımızı öldürdü, ikisini yaraladı! Seri katiller nasıl oldu da şehirlerimizde bu kabil eylemler yapmaya cüret edebiliyor?

 

Son bir ayda eline bıçak alıp rastgele insanlara bıçak sallayan kaç ruh hastası oldu biliyor musunuz? Benim bildiğim en az dört şehrimizde benzer olaylar gerçekleşti ve bu olaylarda pek çok insanımız yaralandı.

 

Ortalık uyuşturucu kullanan keşlerle kaynarken, ruh hastaları hemen her gün birçok olaya karışırken, hırsızlık çoğalırken, zina, ahlaksızlık tavan yaparken, çürümüşlüğün kokusu şehirleri sarmışken hâlâ neyi bekliyoruz?

 

Düzinelerce suç kaydı bulunan potansiyel suç makineleri neden toplanmıyor? İşte bakınız, son aylarda ciddi suçlara karışmış suçluların hemen hemen tümünün sayısız suç kaydı var! Ve polisimiz bunları büyük çabalar sonucu yakalayıp adalete teslim ediyor. Maalesef ne acıdır ki bu suç makineleri bir kapıdan girip öteki kapıdan çıkıyor! Adalet mekanizması bunları garip bir şekilde salıyor!

 

Peki neden?

 

Adam öldürüp yeni suçlar işlesinler diye mi? Adalet delile göre hareket eder, tamam. Lakin bir insanın geçmişi geleceğinin de teminatı değil midir? Suç kaydı bulananlardan hangi birisi gerekli kurumlarda ıslah edildi? Kaç ruh hastası hastanelerde tedavi gördü? Kaç uyuşturucu müptelası ilgili birimlerde tedavi edildi. Bu yapılmadan bu suçluların sokağa salınması doğru mu?

 

Bu soruların cevabı hiç şüphesiz hukukçularımızda… Siyasilerimizin böyle bir derdi var mı bilmiyorum! Adalet topluma şamil kılınmadıkça, herkes adaletten emin olmadıkça toplumsal huzurun sağlanacağını zannetmek saflık olur.

 

Ciddi korkularımız var…

 

Gerçekten de toplumsal genetiğimiz bozuldukça nefes almamız da zorlaşıyor. Yetişkin çocuklarımızı bile dışarı gönderirken elimiz kalbimizde bekliyoruz! Sokaklarda sürü hâlinde kol gezen bir güruh var ve bu güruhun hiçbir değeri yok! Her türlü ahlaksızlığı yapacak tıynette olan bu arsızların sokaklardan temizlenmesi şart!

 

Hemen her alana sirayet etmiş olan bu kaos ve huzursuzluk hâli insanı hem korkutuyor hem de ürkütüyor! Minicik bir tartışma ölümle sonuçlanabiliyor! Ve bu  hadiseler çığ gibi artıyor… İyi ve namuslu insanlar, kendilerini bir güvensizlik ve korku sarmalına düşmüş gibi hissediyor...

 

Sosyolojimiz içten içe çürüyüp, yozlaşırken siyasiler ne yapıyor? Üniversitelerimiz, anlı şanlı hocalarımız hangi işlerle iştigal ediyor? Bütün siyasi partiler, her türlü tartışmayı bitirip acilen toplumsal meselelere yoğunlaşmalıdır. Gerekirse “Toplum Ahlakı Bakanlığı” kurulup var olan sorunlara devlet hızla müdahale etmelidir. 

 

Türkiye’nin de dünyanın da biricik sorunu ciddi insan kirlenmesi ve yozlaşmasıdır! Zombileştirilen insanoğlu, bütün değerlerinden soyundu, kendini sanal bir gerçekliğin içine hapsetti.

 

Yarınlara kalmayı isteyen devletler bir an önce toplumsal meselelerini halledip vatandaşını ruhen ve bedenen korumak zorundadır. Ahlaken çürümüş bir sosyoloji önce asayişi bozar sonra da devletin işleyişini… Çürümüş ve kaosa düşmüş toplumlar tarihin karanlığında kaybolup gitmiştir zira.

 

Hasılı ‘Asayiş berkemal olmadıkça’ hiç kimse mutlu ve huzurlu olamaz…

 

Öyle değil mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Ünal 4 Eylül 2024 22:17

tamamiyle haklisiniz

Niyazi 4 Eylül 2024 17:33

Asayiş berkemal olması için ilk önce adil paylaşım olmalıdır. İnsanların asgari geçim şartlarını sağlamak için çalışmak gerekir. Böylece uyuşturucu ve fuhuş bir parça engellenebilir. Uyuşturucu engellenince fuhuş da bir parça engellenmiş olur. Ayrıca sivil polisler kimde ateşli silah olup olmadığını tespit edip bir gece toplamalıdır. Bıçak ise polis devriyeleriyle bir nebze önlenebilir.

Bekir Kurt 4 Eylül 2024 08:51

Sizi tebrik ederim.Kanayan yaraya degindiginiz ve hiçbir ülkede olmayacak adalet hukuk kanunları nedeniyle saliverilen canileri hatırlattığınız icin.Ilginctir Akparti Chp ve diger partiler Mhp hariç gozlerini kapatmış benim senin gibi seyrediyorlar.Nedendir bilinmez.Izmir'deki caninin cinayetten yattığını ve sonra saliverildigini biliyormusunuz?

Ömer kandış 4 Eylül 2024 06:29

Sizi tebrik ediyorum size teşekkür ediyorum çok güzel bir konuya değinmiş siniz biran önce önlem alınmasa dahada bu tür olaylar dahada ilerliye gidec ülkede huzur kalmiyaca...