Çoğalttıkça değersizleştirdik!

A -
A +

Az olan kıymetlidir...

 

Ülkemizde bazı şeyleri öyle çoğaltıp öyle yaydık ki eski değerlerinden eser kalmadı. Bazı şeyleri muhafaza ederek, kıymetini saklı tutarız lakin bizim ülkemizde değer gören her ne varsa haraç mezat pazara çıkarıyoruz maalesef!

 

Mesela hukuk fakülteleri…

 

Bu kadar yaygınlaşması gerekir miydi? 35 vakıf üniversitesinde hukuk fakültesi bulunuyor! Korkunç! Devlet üniversitelerinde 38 hukuk fakültesi var. Tabii bir de KKTC’de 11 hukuk fakültesi olduğunu söylemeliyim ki en tuhaf olanı da bu!

 

Bu kadar hukuk fakültesi varken tabii ki binlerce mezunu olacak. Şehirlerimizde hangi binaya baksak hukuk ve avukatlık bürosu tabelaları gözümüze çarpıyor. Ve bir o kadar da işsiz avukat gencimiz var…

 

Devlet üniversitelerinde hukuk fakültelerine girmek çok kolay değil! En azından ilk on, on beş binlerde olmak gerekiyor. Lakin vakıf üniversitelerinde durum çok vahim! En son 125 bininci sıralardan öğrenci alıyor! İşte avukatlık mesleğinde sorun oluşturan da bu sıralama!

 

Devlet, sistemi baştan çözmek yerine “Avukatlık Sınavı” getirdi ve ilki, geçen 29 Eylül’de yapıldı. Bir öğrencinin feryadı figanını sizlere iletmek boynumun borcu. Genç çocuk gözleri dolu dolu aynen şunları anlattı:

 

“Ben üniversite sınavında ilk altı bin içinde idim ve hayalimdeki hukuk fakültesine girdim. Yani iki buçuk milyon aday içinde puan üstünlüğüyle ilk altı bin içinde yer almışım. Ben bu çabayla hukuk fakültesine gittim, okudum, mezun oldum. Öte yandan vakıf üniversitelerine sırf parası var diye 125 bin içindeki aday da gidip hukuk okudu. Bu kadar hukuk fakültesi mezunu enflasyonu içinde devlet 'Avukatlık Sınavı' getirdi. En garip olanı da beni de vakıf üniversitesinden mezun olanı da aynı sınava mecbur etti! Bu adaletsiz ve haksız bir uygulamadır!.."

 

Evet genç hukukçumuz burada haksız mı?

 

Elbette sonuna kadar haklıdır. Çalışıp çabalayan ve yüksek puanlarla devletteki hukuk fakültelerine giden bu parlak öğrencilere bu “Avukatlık Sınavı" gerçekten de sopa gibi gelmiştir! Bu adalet mekanizması içinde de büyük tartışmaları beraberinde getirmiştir. Her şeyden önce burada vakıf üniversitelerinde 125 bin içinden öğrenci alabilen fakülteler kapatılmalıdır! Baraj puanı, devlet veya vakıf ayırt etmeksizin 20 bin ile sınırlandırılmalıdır.

 

 “Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı” adı altında getirilen “Avukatlık Sınavı” hiç adil değildir. Bir sınav getirilecekse 20 binin üzerinde öğrenci alan vakıf ve devlet üniversitelerinden mezun olan öğrencilere getirilebilir. Hakkıyla üniversiteye girmiş ve hakkıyla mezun olmuş öğrencilere bu sınavın getirilmesi büyük haksızlık olmuştur.

 

Her şeyden önce burada bir tenakuz vardır.

 

Hukuk fakültesi sayısını bilinçli olarak çoğaltıp ardından sınav getirmek -sözün doğrusu- tam bir çelişkidir. Bu çelişkinin bedelini neden başarılı öğrencilerimiz ödesin ki? Öyle değil mi?

 

Bu arada tıp fakülteleri de alarm veriyor! Olmadık şehirlere tıp fakültesi açıldı. Ve buralardan mezun olanlar ne yazık ki doktorluk vasıflarına haiz olmadan acil kliniklerine, aile hekimliğine getiriliyor. Bu kliniklere gidip de bir türlü iyileşmeyen hasta sayısında artış var.

 

Eğitim Fakültelerini saymıyorum bile! Öğretmen adayı sayısı öyle arttı öyle arttı ki atama yapmak bile meseleyi çözmüyor! Tek çare bu fakülteleri kapatmaktan geçiyor artık!

 

Hasılı marifet gereğinden fazla fakülte sayısını artırarak kaliteyi bozmakta değil, var olan fakültelerden daha nitelikli meslek erbaplarını mezun etmekte sanırım.

 

Maalesef bütün mesleklerde bir enflasyon hâli var!

 

En vahimi de gençlerimizin umudunu dahi enflasyona ezdirdik!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Su 1 Kasım 2024 13:40

Muhtesem bir yazi ellerinize emeginize saglik. Sizi okumaktan cok keyif aliyor, diger yazilarinizi dort gozle bekliyoruz. Saygilar, sevgiler....

İsa 1 Kasım 2024 10:22

Ülkemiz hiçbir alanda ne istiyoruz nasıl yapacağız sorusunu kendine soramadı..

Yalınız Efe 1 Kasım 2024 10:00

Bu sonsuza kadar böyle devam edemez. Haksızlık zeval bulduktan sonra yok olur...