Diplomasinin şehri Astana…

Sesli Dinle
A -
A +

Henüz yirmi beş yaşında genç bir şehir: Astana...

 

Kardeş ülke Kazakistan bugünlerde Astana’nın başkent oluşunun 25. yıl dönümünü kutluyor. Peki, Astana Kazaklar için neden bu kadar önemli? Bu şehrin ismi gerçekte neydi?

 

Şehirler ve nehirler denince ilk akla gelen şehirlerden biri de Kazakistan’ın başkenti Astana’dır. Büyük bozkırın ortasında modern mimarisiyle, geniş caddeleriyle, ışıltılı çehresiyle kısa zamanda dünyanın hatırı sayılır şehirlerinden birisi olmuştur.

 

Akmolı, Nursultan ve Astana… Şehrin kronolojik isimleri bu şekildedir. Çarlık Rusya’sında bu bölgeye Akmolı deniliyordu. Akmolı “beyaz mezar” anlamına geliyor. Sovyetler Birliği döneminde bu isim yerine “Tselinograd” denilmeye başlandı.

 

Astana, Kazakça “başkent” demektir. Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla bağımsızlığını ilan eden Kazakistan’ın ilk başkenti Almatı idi. Çin Halk Cumhuriyetine sınır olan Jambıl eyaletine bağlı bu şehir, Tanrı Dağları'nın eteklerinde kurulmuş dünyanın en güzel şehirlerinden birisidir. Almatı, gerçekte Alma-ata demektir. Sulu, hoş kokulu enfes elmaların bu coğrafyadan dünyaya yayıldığı söyleniyor.

 

Almatı, jeopolitik, siyasi ve demografik nedenlerden dolayı 1998 yıllında başkent olma statüsünü kaybetti. Başkentin Almatı’dan Astana’ya taşınmasında 8. Cumhurbaşkanımız merhum Turgut Özal’ın kimi görüşlerinin etkili olduğu belirtiliyor. Nüfusun, Büyük Bozkır’ın güneyine yoğunlaşması, kuzeydeki topraklarda Rus etkisinin olması, başkentin Çin’e çok yakın bulunması gibi birçok etken bu kararda etkili olmuştur. Astana, Kazakistan’ın 2. büyük şehridir. Birkaç yıl Nursultan adını da alan başkentin ismi, kısa süre önce yine Astana olarak değiştirilmiştir.

 

Bugünkü modern Astana şehrinin mimarı, proje babası ünlü Japon mimar Kise Kurokawa’dır. Bu şehrin etrafında önce yüz bin hektara yaklaşan bir yeşil kuşak oluşturuldu. Bu ormanın ortasında da dünyanın en modern ve ferah şehri Astana kuruldu. Astana bugün tam olarak 25 yaşında ve dünyanın en genç başkenti unvanına sahip.

 

Doğu ve batı mimarisinin bir karışımıyla ortaya konan büyüleyici ve görkemli binalara hâkim olan beyaz ve Turkuaz mavisi renkleri, Astana’yı dünyanın en gözde şehirleri arasına soktu. Bayterek, Ak Orda, Han Şatır, Espo, Millî Müze gibi sayısız mimari eser, Astana’ya renk ve ahenk kattı. Dünyanın en büyük camilerinden olan Büyük Nur Sultan Camisi, şehrin ortasında Yesevi atanın şanına ve ruhuna uygun bir şekilde inşa edilmiştir.

 

Öte yandan gürül gürül akan İşim Nehri, mavi bir gerdanlık gibi geçtiği her yere zümrütten bir güzellik takıyor. Kış aylarında donarak bembeyaz bir gerdanlığa dönüşen İşim Nehri kıyıları turist akınına uğruyor. Astana, Ulan Batur’dan sonra dünyanın en soğuk ikinci başkentidir.

 

Önceki gün, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, “Kardeş Şehirler Forumu”nda Astana için şu ifadeleri kullandı:

 

"Astana’yı, birlik ve refahın beşiği olarak adlandırmak için her türlü neden var. Şimdi Astana'da Almatı, Akmeşit, Orynbor, Türkistan, Sauran, Syganak, Sarayshik caddeleri var. Bu, millet olma ve devlet olma sürecinin açık bir yansımasıdır. Astana ülkemizin kalbidir. En önemli kararlar bu şehirde veriliyor. Gelecekte de aynı olacak...”

 

Astana’ya defalarca gitmiş ve bu şehrin kenarındaki oblastları dahi gezmiş birisi olarak bu şehre tam puan verdim. Diplomasinin, finansın, kültür ve sanatın da başkenti olan Astana bana göre güzelliğin ve huzurun da başkentidir. UNESCO 1999 yılında bu şehre “Barış Şehri” unvanını vermiştir.

 

Astana ve İşim Nehri sonsuza dek var olsun…

 

Ulu Bozkır Kazakistan’a selam olsun…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.