Dünya 5’ten çok büyüktür!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu politik doktrini, dünya tarihine geçmiştir ve ne yazık ki hemen her gün bu sözü haklı çıkaracak sayısız olay ve durumla karşılaşıyoruz.
Geçen gün Çin'in Fransa Büyükelçisi Liu Chai, yaptığı konuşmada; "Kırım aslen Rusya'nın bir parçasıdır ve Sovyet döneminde Kırım'ı Ukrayna'ya veren de Sovyet lideri Nikita Kruşçev'dir" demiş.
Oysa tarih şahittir ki Kırım toprakları da Tataristan toprakları da Kırım Tatarlarınındır. Çin büyükelçisi de bunu çok iyi biliyor aslında. Ancak böyle konuşması, Kırım’ı Rusya’nın ve Ukrayna’nın bir parçası yapmadığı gibi Çin’in ayıp ve kusurlarını da asla kapatmaz, kapatmıyor!
Ramazan Bayramının ilk günü medyaya düşen görüntülü bir haber vardı. Doğu Türkistan’ın Kaşgar şehrindeki bir kasabada bayram günü toplanan Müslüman Uygur Türkleri, bayram namazını kılmak yerine Çin Komünist Partisinin şarkılarını söylemek zorunda bırakılmışlardı! Şu yeryüzünde bir Müslüman halka yaşatılabilecek bundan daha sefil ve daha zelil bir durum var mıdır?
Hâlbuki bu topraklar, Türk milletinin İslamla ilk şereflendiği ve Karahanlı Devleti'nin kurulduğu coğrafyadır. Çin yalan söylese de tarih, gerçekleri anlatmaya devam ediyor. Doğu Türkistan adını "Şincang" koymak da bu gerçeğin üzerini örtmeye yetmiyor işte!
Maalesef bütün dünyanın gözleri önünde bir tarihî gerçeklik böyle saklanıyor, bir millet böyle asimile edilip yok sayılıyor, bir kimlik böyle karartılıyor bir bayram sabahı bir milletin inancı böyle baskılanıyor!
Komünist Çin tam olarak budur!
Doğu Türkistan’ı şimdi yok mu sayalım? Bu topraklar ezelden beri Çin topraklarıydı diye yalan mı söyleyelim? Uygur Türkleri Çinlidir, Müslüman değiller mi diyelim? Ne diyelim?
Doğu Türkistan neyse Kırım da odur! Her iki Türk İslam yurdu, işgal altındadır. Dünyanın en vahşi soykırımı bu topraklarda gerçekleşmiştir. Katil Stalin’in Kırım Sürgünü hafızalarımızdaki yerini koruyor! Doğu Türkistan’daki mezalim ve sürgünlerin eşi benzeri yoktur!
Hâl böyle olunca Çin büyükelçisinin kendi fiillerini gizlemek için böyle yalanlara sığınması olağan geliyor. Çin, bütün dünyada çok büyük bütçeler ayırarak yumuşak diplomasi yoluyla büyük yalanlar söylemeye devam ediyor.
Türkiye’de dahi Uygur Türklerini terörist olarak gören, böyle inanan her meslekten insan türemedi mi? Çin, kapalı kapılar ardında birtakım insanları finanse ederek yalan makinelerini fütursuzca kullanmaya devam ediyor, edecek.
Hiç ama hiç unutmuyorum, bin yıl geçse de unutmayacağım. Bir Orta Asya gezimde bir kafilede bir Uygur genci de vardı. Diğer gençler Türkiye’den geldiğimi öğrenince resim çekme yarışına girdiler. O Uygur genci donmuşçasına olduğu yerde kalakalmıştı. Sen de gel dedim. Başıyla hayır işareti yaptı. Bir süre sonra ilk fırsat bulduğunda elindeki telefona yazdıklarını uzattı bana. Aynen şöyle yazıyordu:
“-Abla, durumu biliyorsunuz, biz takip ediliyoruz! Türklerle iletişim kurmamız yasak!” Apar topar yanımdan uzaklaşan o gencecik insanın ardından hıçkırıklara boğuldum. Gözlerindeki korku ve endişeyi unutmam mümkün değil.
Kırım, Rusya topraklarının bir parçası imiş! Yalana bakınız!.. Kırım, birilerinin sandığı gibi Ukrayna’nın da bir parçası değildir hiç kimse kusura bakmasın. Kırım, asırlarca Kırım Hanlığı olarak varlığını sürdürdü. Kırım Tatarları, 1917 yılında Kırım Ahali Cumhuriyeti’ni kurarak Türk tarihinin ilk cumhuriyetini kurma başarısını gösterdiler. Ve dahi 1940’lara kadar Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti de müstakil bir devlet değil miydi?
İşte gerçek budur, güneş balçıkla kapatılamaz!