Çarşamba günü Ankara’da idim…
Hanımefendi Emine Erdoğan’ın “Yüzyılın Anıları Geçmişten Günümüze Kültürel Diplomasi” programında kadın büyükelçiler ve büyükelçi eşleriyle birlikteydik. Hanımefendi’nin her programı kültür, medeniyet ve irfan temalı olup vicdan, merhamet, sevgi, vefa, diğerkâmlık terennümleriyle bezelidir.
Hanımefendi’ye bu anlamda büyük hürmet ve sevgi beslerim zira onun merhametli, vicdanlı, adaletli ve sevgi dolu bakış açısını çok seviyorum. Bir kadın zarafeti varsa eğer bunu bütünüyle Türkiye Cumhuriyeti’nin hanımefendisi üzerinde taşıyor diyebilirim.
Hanımefendi’nin hemen her programının bir teması ve bu temaya uygun mekânı var. Gâh Yassıada, gâh yurt dışı, gâh külliye, gâh Çankaya Köşkü’nde yapılan bu buluşmalar ince bir düşünüşün, zarif bir dokunuşun bir yansıması olarak bizlere sunuluyor.
Önce Çankaya Köşkündeki “Yüzyılın Anıları” sergisini gezdik. Dokumadan, ipek böceğinin nasıl yapıldığına, leblebi üretiminden lokum yapımına, hat sanatından Ebru’ya kadar bizim olan kıymetleri gördük, tattık ve hatıralarımızı tazeledik. Binlerce Türk ve İslam kültürünün Anadolu coğrafyasında zirveye ulaştığını yeni baştan hatırladık.
Hanımefendi Emine Erdoğan bu sergiyi gezdikten sonra yaptığı konuşmada yine salondakilerin kalp ve gönüllerine dokundu ve yine hepimize sevgi ve şefkat menbaı olan bir kalbimiz olduğunu hatırlattı. İşte Hanımefendi’nin yaptığı konuşmanın satır başları:
- Türkiye her daim sahada olacak, dünyanın vicdanı olmaya devam edecek.
- İnsanlığa rol model olacak, medeniyet ve kültür kahramanlarıyla dolu geçmişimiz en büyük zenginliğimizdir.
- Üretken kadınların el emeklerinin, adil bir pazarda satılabilmesi için Afrika Evi gibi girişimlerimizle, mazlum coğrafyalara umut olmaya elbirliğiyle devam edeceğiz. Türkiye her daim sahada olacak, dünyanın vicdanı olmaya devam edecek.
- İnsanlığa rol model olacak, medeniyet ve kültür kahramanlarıyla dolu geçmişimiz, en büyük zenginliğimizdir. Mevlâna'nın deyimiyle kalpten gelen sözlerimiz tüm dünyada, kulakları aşıp kalplere ulaşıyor. Aynı şekilde Hacı Bektaş Veli, Âşık Veysel, Pir Sultan Abdal, Yunus Emre'nin mayalayacağı gönüllerle, dünya barışına bir adım daha yaklaşacağımıza inanıyorum. Bize düşen, bu muhteşem miras vasıtasıyla, dünyanın giderek çoraklaşan iklimine can suyu verebilmektir.
- Başkanlığını üstlendiğim 'Birleşmiş Milletler, Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulunun ilk yüz yüze toplantısını İstanbul'da gerçekleştireceğiz. '31 Ekim Dünya Şehirler Günü' toplantısının da, dünyanın göz bebeği İstanbul'da yapılacağını hatırlatmak isterim. Sizlerden beklentimiz, deneyimlerimizi insanlık ailesi ile paylaşmak için yürüttüğümüz faaliyetleri, uluslararası kamuoyuna duyuracak adımlar atmanızdır.
Kadın büyükelçi ve eşlerine “Kültür Diplomasisinin” ne denli önemli olduğunu hatırlatan Hanımefendi, onlara bulundukları ülkede bu yumuşak gücün sonuna kadar kullanılması gereğinden söz etti.
“Bize düşen, dünyanın giderek çoraklaşan iklimine can suyu verebilmektir!”
Hâsılı Hanımefendi’nin bu anahtar cümlesi tek başına muhteşem ötesi bir cümledir. Bunun, çoraklaşan vicdanlara, ruhlara, gönüllere ulaşması için herkese büyük görevler düşüyor. Bu ruh hâliyle insanlık gelecekte çok daha büyük acılar tecrübe edebilir nitekim. Bu hatırlatmayı herkes alıp yüreğinin en mutena yerine koymalı ve üzerinde düşünmelidir.
Bu güzel program ve hatırlatmalar için Hanımefendi Emine Erdoğan’a şükranlarımızı sunuyoruz. Vicdanın ve merhametin elçisine bizden de sevgiler, muhabbetler olsun…
Merhaba. Emine Erdogana selamlarimi iletin lutfen.ona sevgiler saygilar. Hanimefendi soylemis Turkiye dunyanin vicdanidir demis. Fakat oyleyse neden yabanci turkmenlere oturma veya ikamet izini kaldirildi. Turkler turkmenler bir can bir Kan kardes degilmi.oguz hanin nesilleriyiz biz.