Gazi şehir ve...

A -
A +

Geçtiğimiz hafta Gaziantep’te idim. Ancak hiçbir gidişim beni bu ziyaretim kadar hayal kırıklığına uğratmadı... Başta Kalealtı bölgesi olmak üzere şehrin kimi bölgeleri tabiri caizse çöp içinde! Bakınız, merkez ilçelere hangi belediye bakar, bu rezillik hangi belediyenin eseri hiç bilmiyorum ve özellikle de bakmadım. Hiç kimse kusura bakmasın bu tarihî ve gazi şehir bunu hak etmiyor!

 

Kalealtı bölgesi Antep Kalesinin "civanı" olduğu için bu isimle anılıyor. Tarihi Antep konakları, bakırcılar çarşısı, baharatçılar çarşısı, hediyelik eşya dükkânları, lokantalar bu bölgede ne yazık ki! Sokaklarda yürürken çöp konteynerlerinde ağzına kadar birikmiş çöp kokusundan burnunuzu tutarak yürüyorsunuz. Hadi burnunuzu tuttunuz, bu kez yerlerde uçuşan poşetler ayağınıza takılıyor, dükkânlardan yürüyüş yollarına bırakılan kirli sular paçalarınıza sıçrıyor. En kötüsü de o güzelim tarihî Antep konakları tel tel dökülüyor! Birçoğunda Suriyeliler oturuyormuş, öyle hoyrat kullanıldığı belli ki! Öyle çaresiz görünüyorlar ki!

 

Menengiç kahvesi, en güzel bu bölgede ünlü bir markada yapılıyormuş. Gidiyoruz lakin oralar da bu durumda. Tat almıyorum ve beni buradan götürün diyorum. Üzülerek tarihî Kalealtı’ndan ayrılıyorum. Oysa burası baştan ayağa koruma altına alınabilirdi. Bu konaklar restorasyonla eski şaşaalı günlerine kavuşabilir, özenle turistlerin hizmetine verilebilirdi. Kalealtı resmen gözden çıkarılmış!

 

Ancak az ileride “Şehreküstü” denilen küçük bir cadde var. Kim akıl etmişse burası elden geçirilmiş, tertemiz ve bakımlı. Burası iyi ki şehre küsmüş, iyi ki :)) Maazallah küsmeseydi şimdi bu cadde de çöp içinde olurdu!

 

Şehir ne yazık ki hem gürültü hem de çevresel kirlilik alarmı veriyor diyebilirim.

 

Şehir gezisi istemiyorum artık diyorum zira bu hayal kırıklığı yeter ve artar!

 

Nizip’e gidiyoruz. Resmî olarak nüfusu 150 bin olsa da geçici misafirlerle çok daha fazla bir nüfusa sahip. Her yer alabildiğine zeytin ve fıstık bahçesi. Yemyeşil. Nizip kabına sığmıyor. Sağlık Bakanlığı buraya büyükçe bir Şehir Hastanesi de yapmış. İlçede her şey var. Nizip’te eniştemin fıstık bahçesine gidiyorum. 50 dönümlük fıstık bahçesinde ağaçlarda salkım salkım fıstıklar göz dolduruyor. Bu yıl bölgede fıstık rekoltesinde rekora gidilebilir ancak fıstık fiyatlarında ve bağlı olarak baklavada indirim olur mu? Emin değilim zira bizim ülkemizde bir kez yükselen fiyat bir daha inmez!

 

Nizip’in yanı başındaki bir ilçe olan Birecik’e gidiyoruz. Şanlıurfa ilimize bağlı çok ama çok güzel bir ilçe. Birecik Barajı ve Fırat Nehri mavi boncuk gibi. Burada da dağ, taş fıstık ve zeytin ağacı. Aklıma 8. Cumhurbaşkanımız merhum Turgut Özal ve merhum Süleyman Demirel geliyor. Onların GAP projesinin bir kısmı gerçekleşmiş görünüyor. Zeytin ve fıstık bahçeleri arasında mavi gerdanlık gibi dolaşan sulama kanalları bu verimli topraklara can suyu olmuş.

 

Merhum Özal’ın da merhum Demirel’in de tarıma verdiği önemi hatırlıyorum yeniden. Ancak geçen bunca yıllara rağmen GAP’ın bitmediğini söylemeliyim! Civardaki kimi köylere Fırat Nehri sularının hâlâ ulaşamadığını anlatıyorlar. Peki hedeflenen GAP Projesi neden bitmedi? Emin olunuz ben de bilmiyorum!

 

En son, tarihî Halfeti ilçesine gidiyoruz. Her şey var, pırıl pırıl Fırat sularıyla dolu Birecik Barajı, sırtını dağlara vermiş tarihî taş konaklar, meyvelikler, zeytin, fıstık ağaçları... Lakin burada da Belediye yok! Taban kısmı sular altında kalmış tarihî Halfeti Ulucami pislik içinde! Sahipsiz, kendi hâline terk edilmiş…Tarihî konaklar yer yer yıkılmış, harabelere dönmüş. Bu ilçe elin adamında olsa dünyayı bölgeye çekerdi lakin bizde ata yadigârına ne saygı var ne de ilgi. Ne de estetik kaygı var!

 

Hasılı bu gezide ülkemizde yerel yönetimlerin kaldırılıp, belediye başkanlarının devlet tarafından tıpkı valiler ve kaymakamlar gibi görevlendirilmesinin daha yararlı olacağına kani oldum. Yerel yönetimler sırtımızda birer yük! Bir an evvel yerel yönetimler konusu yeni baştan ıslah edilip başka bir merhaleye geçilmesi ülkemizin lehine olur.

 

Bundan adım kadar eminim neredeyse!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Ahmet Aydın10 Temmuz 2024 15:47

Vallahi doğru diyorsunuz belediyelerin kapısını kilit vurup valiliklere Bağlamalıyız.