Maalesef…
Artık ülkemizde yirmi sene önceki toplum yok!
Her şey göz göre göre oldu. Yazar Oktay Akbal “Önce ekmekler bozuldu, sonra her şey!” dese de gerçekte “Önce insan bozuldu, sonra her şey” demenin daha doğru bir söylem olduğunu düşünüyorum.
Bir önceki yazımda “Hangi medya?” diye sormuştum.
Yüksel Halaçoğlu okuyucum Twitter’da yazımın altına yazmış ve demiş ki: “Bence sosyal medya o ülkede yaşayanların aynasıdır. Şayet sosyal medya mecrasında kalite çok fazla düşmüşse toplumun yozlaşmış olma ihtimali yüksektir. Buna yol açan etmenler. 1-Ayrıştırıcı siyaset 2-Bozuk eğitim 3-Kavgacı yöneticiler 4-Siyasi troller 5- Bozuk gelir dağılımı...”
Bu tespitlere katılmamak mümkün değil ama mesele bu kadar da değil hiç şüphesiz. Merhum Profesör Dr. Erol Güngör’ün “Çarpık Değerler Sistemi” şeklinde formüle ettiği bir gerçeklikle bugün karşı karşıyayız! Güngör Hoca'ya göre, toplumun yozlaşmasının temelinde insan psikolojisinin ihtiyaçları ve bu ihtiyaçların bir kenara itilmesi gerçeği vardır. Nitekim maddi değerlerin bütün toplumu ve hayatı sarması hadisesi toplumda ciddi buhranlara sebep olur.
Bugün yaşadığımız sosyolojik kırılma, maddi unsurların bütün manevi değerler manzumesinin önüne geçmesi hadisesinden başka bir şey değildir. Merhum Güngör’e göre toplumsal yapının biricik temel taşı “Ahlak” kavramıdır!
Çünkü "ahlak" kelimesi Arapça “halk” ile aynı kökten gelen “hulk” veya “huluk” sözcüklerinin çoğul hâlidir! Hulk kelimesi hem yaradılış, hem karakter (seciye), huy anlamlarına geldiğinden “Ahlak” sözcük anlamı itibarıyla içi dolu dolu bir kavramdır.
Bugün Türk toplumu uzun süren kültürel ve ahlaki yozlaşmanın en feci sonuçlarıyla karşı karşıya! Türk toplumunu sarsan bu ekonomik buhranın temelinde, bu ahlaki yozlaşmanın payı büyük! Ev kiralarından, marketlere, meyve sebze fiyatlarına her gün yansıyan fiyat artışları reel artışlardan değil, ahlaki yozlaşmadan kaynaklanıyor ne yazık ki!
Türk toplumu, tarihî hafızasını, millî ve manevi seciyesini paraya ve pula tahvil eden, maddi kazancı her türlü manevi kazancın önünde gören bu sosyolojik değişimi uzun süre görmedi veya yok saydı!
Bugün gelinen noktada geliri belli olan kiracısını parası olmadığı için sokağa atan, evinden çıkmayanı öldüren ruh hâli, işte bu yozlaşmanın sonucu veya başıdır! Siyasi troller peydah olduktan sonra ölenin arkasından konuşma, doğruları manipüle etme, hedefe giden yolda her türlü ahlaki kaideyi yok sayma neredeyse bütün toplum tarafından kanıksandı, satın alındı!
Hiç kimse hakikatleri incitmenin, ahlakı yok saymanın olası faturalarını düşünmedi!
Güngör Hoca'nın “Çarpık Değerler Sistemi” şeklinde tespit ettiği her ne varsa önümüze düştü!
Bu toplumun eğitim sisteminden beklentisi hiçbir zaman sağlıklı bir şekilde karşılanamadı. Siyaset, eğitimi kendine benzetmeye çalıştıkça eğitim şirazeden çıktı. Siyasetin medyayı yönetme iştiyakı medyada liyakat, ehliyet ve kabiliyet standardını bozdu ve “yalaka” tiplerin önünü açtı! Oysa medyanın amacı toplumu bilinçlendirmek, bilgilendirmek ve sadece hakikati söylemekti!
Şimdi oturup hâlimize ağlayalım. Ekonomi usta ellerde kısa zamanda düzeltilir, bilim ve teknoloji üç beş senede istenirse zirveye çıkar, adalete nizam verilebilir, siyaset ve iktidar değişir, siyasetçiler geçicidir lakin toplum sosyolojisi üç beş kuşağın gitmesiyle düzeltilebilir ancak. Onlarca yıl gereklidir! İdeal toplum düzeni bir anda oluşmaz zira. Yozlaşmadan uzlaşmanın yollarını bulabilirdik oysa!
"Hangi toplum?" sorusunu herkes kendine sorup, cevabını da bulsun.
Hâsılı önce insan bozuldu, sonra her şey!