23 Nisan’da Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Özbekistan’daydı…
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un 22-23 Nisan 2025 tarihlerinde Özbekistan’a gerçekleştirdiği resmî ziyaret kapsamında yapılan görüşmelerde “İkili İşbirliği, Bölgesel Güvenlik ve Entegrasyon, Kültürel ve Tarihî Bağlar, Göçmen Politikası” gibi başlıkların öne çıktığını söyleyelim.
Orta Asya’nın, diğer deyişle Türk Cumhuriyetlerinin yeni dünya düzeninde ABD, AB, Çin, Rusya gibi ülkelerin cazibe merkezi olduğunu belirtelim. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un Özbekistan’ı ziyareti bu anlamda önem arz ediyor.
Nisan 2025’te, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın AB-Orta Asya Zirvesi’nde BM Güvenlik Konseyi’nin 541 ve 550 sayılı kararlarına bağlılıklarını beyan etmesi, KKTC’yi tanımama ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni (GKRY) meşru hükûmet olarak görme yaklaşımı Türkiye’de TDT’nin birlik ruhuna zarar verdiği yönünde ciddi eleştirilere yol açtı. Dolayısıyla Özbekistan’ın bu süreçte AB ile yakınlaşması, Lavrov’un ziyaretini daha anlamlı hâle getirdi.
Peki bu ziyareti nasıl okumalıyız?
Rusya, Özbekistan’ın Batı ile ilişkilerini çeşitlendirme çabalarına karşın, öncelikle Orta Asya’daki geleneksel etkisini koruma ve Özbekistan’ı Moskova’ya yakın tutma stratejisi gütmektedir. Lavrov’un ziyareti, Özbekistan’ın çok yönlü dış politikasını dengeleme çabalarına, Rusya’nın verdiği bir cevap olarak görülebilir. Rusya, Özbekistan ile güvenlik ve savunma alanında iş birliğini güçlendirmek için 2026-2030 yıllarını kapsayan bir askerî stratejik ortaklık programı kabul etmiştir.
AB-Orta Asya yakınlaşması, AB’nin Orta Asya’ya yönelik artan ilgisi, özellikle enerji kaynakları ve ticaret yolları açısından stratejik bir hamle olarak değerlendirilmektedir. AB’nin 12 milyar avroluk yatırım paketinin, Özbekistan gibi ülkeleri ekonomik olarak cezbettiğine dair yorumlar var. Ancak, Lavrov’un ziyareti, Rusya’nın bu rekabete karşı Özbekistan ile bağlarını güçlendirme çabasını yansıtmaktadır. Örneğin, Rusya ve Özbekistan’ın Trans-Afgan Demiryolu Projesi için anlaşma imzalaması, Moskova’nın Türkistan’da lider rol üstlenme arzusunu göstermektedir.
Özbekistan, Cumhurbaşkanı Mirziyoyev liderliğinde, Rusya, Çin, AB, ABD ve Türkiye gibi aktörlerle dengeli ve çok yönlü bir dış politika izlemektedir. Lavrov’un ziyaretinden kısa bir süre önce, 9 Nisan 2025’te Özbekistan Dışişleri Bakanı Bahtiyar Saidov’un ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile Washington’da görüşmesi de bu çok yönlü yaklaşımın bir örneğidir.
Lavrov’un ziyareti, Özbekistan’ın çok yönlü dış politikası, AB’nin bölgedeki artan nüfuzu, Ukrayna-Rusya Savaşı’nın bölgesel yansımaları ve Türkiye-TDT ilişkilerindeki son diplomatik kaza gibi güncel olaylarla birlikte değerlendirildiğinde, bölgesel güç dengelerinin karmaşıklığını ortaya koymaktadır.
Lavrov’un Özbekistan ziyareti, Türkiye ve TDT açısından dolaylı etkiler taşımaktadır. Ancak, KKTC-GKRY krizi ve TDT üyelerinin AB ile yakınlaşması, Türk kamuoyunda yoğun eleştirilere sebep oldu. Türkiye’nin bu diplomatik kazayı telafi edecek ve ilgili ülkeler arasındaki ilişkileri canlandıracak diplomatik kanalları bir an önce açması gerekmektedir.
Hasılı Türkiye, bu dinamikler karşısında Özbekistan ile ilişkilerini güçlendirmek için daha proaktif bir diplomasi izlemeli, ekonomik ve kültürel iş birliğini derinleştirerek TDT’nin birliğini pekiştirecek adımları atmaya odaklanmalıdır.
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) devlet başkanlarının gayriresmî zirve toplantısının, 20-22 Mayıs 2025 tarihlerinde Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de gerçekleştirilecek olması ilişkilerin seyrini değiştirebilme potansiyeli taşıyor.
Görelim zamanın ruhu ne söyleyecek…
Meryem Aybike Sinan'ın önceki yazıları...