TÜRKSOY 30. yaşını kutluyor

Sesli Dinle
A -
A +

Nereden nereye…

 

İnsan gerçekten inanamıyor zira 30 yıl öncesine gidildiğinde bütün Türk yurtları arasına "demir perde" gibi giren Sovyetler Birliği yıkılmış, kardeş toplulukların kimi devlet kurmuş, kimileri yeniden ayağa kalkmış…

 

Tam 30 yıl önce…

 

12 Temmuz 1993 yılında Kazakistan’ın o günlerdeki ilk başkenti Almatı’da Türk dünyasının ilk “İşbirliği Teşkilatı” olan TÜRKSOY kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti, Kazakistan, Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan Kültür Bakanları tarafından imzalanan bir anlaşma ile kurulan TÜRKSOY, Türk dünyasına merhaba dedi.

 

TÜRKSOY’a kısa süre sonra KKTC, Gagavuzya, Rusya Federasyonu’ndan Başkurdistan, Tataristan, Altay, Saha, Tiva, Hakasya Cumhuriyetleri de gözlemci üye olarak katılarak bu kültür ve gönül coğrafyasının halkasını genişlettiler.  Kısa zamanda kendine Türk diyen kardeşler toplanıp kucaklaştı.

 

Türk Devletleri Teşkilatı, aslında TÜRKSOY’dan ilham alınmış ve hayata geçirilmiş bir kuruluştur. Türk Akademisi, Türk Parlamenterler Asamblesi, Türk Kültür ve Miras Vakfı gibi kardeş kuruluşlarla koordineli çalışan TÜRKSOY’un sekretaryası Ankara’da bulunuyor. Bu güzide kuruluşun faaliyetleri üye ülkelerin Kültür Bakanlarından oluşan daimî konsey tarafından belirlendikten sonra kuruluşun sekretaryası tarafından icra ediliyor.

 

TÜRKSOY’da 15 yıl gibi uzun süre görev yapan ilk genel sekreter, Azerbaycan Kültür Bakanlığı görevlerinde bulunan Moskova Büyükelçisi Polad Bülbüloğlu’dur. Yine Kazak Diplomat Düsen Kaseinov da 14 yıl gibi uzun süre görev yapmıştır. Kaseinov, bu görevi geçen yıl Kırgız Diplomat Sultan Raev’e devretti.

 

Genel Sekreterlerin bu kadar uzun süre görev yapmalarının pek çok sakıncaları olduğunu söylemek mecburiyetindeyim. 30 yıllık bir kuruluşta toplam üç genel sekreterin görev yapmış olması çok ciddi bir açmazdır dolayısıyla kısır döngü kaçınılmazdır. 

 

TÜRKSOY kuruluş amacı doğrultusunda hedeflenen yerde değildir ne yazık ki! Faaliyetleri bütün Türk topluluklarını kapsayan, kucaklayan bir noktaya da gelememiştir. Özellikle Rusya Federasyonu bünyesindeki Özerk Cumhuriyetlerle var olan ilişkiler kimi nedenlerden dolayı bir üst noktaya getirilememiştir henüz. Kültürel çalışmalar çok boyutlu ilerleyememiştir.

 

TÜRKSOY’daki uzmanların uzun süre görev yapan genel sekreterlerin öznel doğruları nedeniyle projelerini ve planlarını hayata geçirme noktasında sıkıntı yaşadıklarını anlatan bir yetkili, görev sürelerinin 2 veya 4 yıla indirilmesi hâlinde çalışmaların ivme kazanacağını söyledi.

 

TÜRKSOY, kültür ve sanat konularında daha aktif ve daha kapsamlı çalışmalıdır. Hiçbir üye ülke geride bırakılmamak kaydıyla, sanat ve kültür insanlarına bu çatı altında kendilerini ifade etme fırsatı verilmelidir.

 

Hâsılı devasa bütçeli TÜRKSOY’dan da dev faaliyetler beklemek hakkımız. Birkaç şehri kültür başkenti ilan etmekle, üç beş konser düzenlemekle, aynı kişilerin eserlerini tercüme etmekle bu iş olmaz, olmuyor da!

 

Hakasya’da, Tiva’da, Tataristan’da bulunan soydaşlarımıza el uzatmak, onlara kültür ve tarihî kodlarımızı hatırlatmak, kalabalık heyetlerle onlar/a/ı misafir olmak, misafir etmek, bu coğrafyalarda ortaya konulan edebiyat eserlerini tercüme edip belgeseller çekmek, gençlerin dikkatini bu coğrafyalara yöneltmek, kurslar düzenlemek, tarihî ve kültürel geziler yapmak…

 

Çocukluğundan beri Türk dünyasını yakından takip eden bir Türkolog olarak yapılan çalışmaları asla yeterli görmüyorum. Artık 30 yaşına gelmiş bu güzide kuruluştan çok daha fazlasını beklemek hakkımız!

 

Öyle değil mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.