Wagner Lideri Evgeny Prigojin öldü!
Rus Haber Ajansı TASS birine öldü demişse ölmüştür. Ölmemişse de gereği yapılır yani hadisenin senaryosu bu söyleme göre değiştirilir. 1902 yılında St. Petersburg şehrinde kurulan TASS dünyanın hem en etkili hem de en eski haber ajanslarından birisidir.
Bir uçak kazası süsü verilerek ortadan kaldırılan Wagner Lideri Prigojin’in asla affedilmeyeceğini 28 Haziran tarihli yazımızda şu şekilde anlatmışız:
“Rusya tarihine baktığımızda 'ihanet' kavramının ölümcül sonuçları olduğunu görüyoruz. İhanet ile suçlanan hiçbir grubun, topluluğun, kişinin affedildiği görülmemiştir de diyebiliriz. İhanet nereden gelirse gelsin daima bir sonucu olmuştur.
'Zevahiri kurtarma' adına Putin, ilk şaşkınlıktan sonra ulusa sesleniş konuşmasında Wagner ile ilgili şu ilginç konuşmayı yaptı:
'Rusya'nın düşmanları ülkemizi kanlı bir iç savaşın içine çekmek istediler, ancak kirli hesapları tutmadı. Wagner savaşçılarının büyük çoğunluğu vatansever askerlerdir. Bu askerler, orduyla anlaşma yapabilir, evlerine dönebilir veya Belarus’ta kalabilirler...'
Bu zoraki cümleler ânı kurtarmak adına yapılmış, içi kesinlikle gerçek niyetlerle doldurulmamış politik söylemden öteye geçmiyor. Bizim tanıdığımız Rusya, bu Rusya değil! Bizim tanıdığımız Putin de bu Putin değil!
Putin’in gelecek günlerde birçok kelleyi alacağına kesin gözüyle bakılıyor!"
Rusya tarihini iyi irdeleyenler bu gerçeği bilirler aslında.
Biz Rus tarihini merak ettiğimizden değil, Türk tarihiyle ilintili olduğu için biliyoruz. Gerçi Türk tarihini Selçuklu ve Osmanlı’dan ibaret zannedenlere söyleyecek lafımız kalmadı. Öyle ki Türk tarihinin bir bütün olduğu, Altın Orda’nın da, Timur İmparatorluğunun da Kazan ve Kırım Hanlığının da bizim tarihimiz olduğu gerçeği çocuklarımıza dahi verilmez oldu! Bunu da buraya şerh düşelim...
Rusya ihaneti affetmez! Aslında hiçbir devlet affetmemelidir. Bir kere ihanet eden her zaman eder. Rus siyasi ve askerî tarihine baktığımızda “ihanet” sözcüğüne çok farklı anlamlar ve yaklaşımlar yüklendiğini söyleyebiliriz.
Resmî ideolojinin tersine bir yorum, bir ifade, bir yaklaşım dahi hiçbir zaman hoş görülmemiş ve bir karşılığı olmuştur. Birçok siyasetçi, bilim insanı, başarılı asker, sanatçı, yazar, düşünce insanı resmî ideolojiye ters düşen görüş ve düşüncelerinin bedelini çok ağır ödemiştir. Bazen de hiçbir söyleme dayanmaksızın, sadece Politbüro’nun yüksek şüphe ve kanaatlerinin sonucu olarak binlerce aydın idam edilmiştir.
Bu geleneğin sadece Sovyet dönemine mahsus olduğu zannedilmesin nitekim Çarlık Rusya’sında da durum böyledir! Ünlü Rus yazar Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, toprak köleliği sistemine karşı olmasından dolayı belirttiği bazı söylemleri ve kimi yasaklanmış kitapları okuduğu gerekçesiyle önce idama mahkûm edildi ardından Çar tarafından affedilerek bugün Kazakistan’a bağlı olan Semey şehrine sürgün edildi. Suç ve Ceza romanının yazarı bu şehirde çok sayıda roman kaleme aldı. Semey şehrine gittiğimde uzun süre yaşadığı İrtiş Nehri kıyısındaki o evi de görme imkânım olmuştu.
Lev Troçki, Rus devriminin en önemli teorisyenlerinden biriydi. Daha sonra resmî ideoloji ile ters düştü. Ülkeden kaçtı. Ancak Sovyet Rusya affetmedi, bulunduğu Meksika’da 1940 yılında suikastla öldürüldü.
Mirsaid Sultan Galiyev de ihtilalin en önemli ismi idi. Müslüman Türk halklarının hak ve özgürlüğünü savununca o da resmî ideolojinin kurbanı oldu. Görüşlerinin bedelini hayatıyla ödedi. Türkistan neredeyse bu yolla idam edilmiş bir aydınlar mezarlığıdır!
Hâsılı Prigojin de akıbetini biliyor olmalıydı.
Ve Rusya affetmedi!