Pazartesiye 5 gün var!..

Ben bıktım, “Okan Buruk” yazmaktan, Okan Hoca bıkmadı; “Şampiyonluğa koşan” takımının maçlarını “deneme tahtası” yapmaktan!..

 

Evet, gene de görülüyor ki, Galatasaray “Okan Buruk’a rağmen” Süper Lig şampiyonluğuna ulaşacak; zira her hafta karşısına çıkan “yerli” rakiplerinin hocaları korkuyorlar ve “6 puan farkın kapanmaması için” âdeta “3’er puan hediyesi yarışına” giriyorlar… Çaykur Rizespor’un hocası İlhan Palut gibi…

 

Bu hocalar, hiç mi Galatasaray’ın Avrupa maçlarını seyretmiyorlar; “Adamların hocaları”, kendi sahalarında da, Galatasaray’ın stadında da “alabilecekleri azami puanları alıyor” ve de “Galatasaray’ın 200 milyon avroyu aşan kadro değerinin yarısı kadar bile olmayan kadrolar” ile taraftarlarının, camialarının yüzünü güldürüyorlar…

 

Bizde ise Rizespor - Galatasaray maçındaki gibi, “korku” dağları bekliyor…

 

Hâlbuki “Korkulu rüya (düş) görmektense uyanık yatmak evladır” atasözünün gereğini yapsalar; her Fenerbahçe galibiyetinden sonra “Geliyoruz” diyen Acun Ilıcalı’ya da bayram yaptıracaklar; “farkı 3’e indirerek!..”

 

Okan Buruk Hoca’ya sormak gerek; “Rize’de, koca bir ilk yarıda rakip kaleye tek tehlikeli şut atamayan”, aksine “direkten dönün topla, mağlup duruma düşmekten kurtulan” bir Galatasaray, maçlarını, tribünde seyreden binlerce, ekran başında seyreden yüz binlerce taraftarını “Ne olacak hâlimiz” endişesine düşürmeden” ne zaman maç kazanacak?..

 

İşte geldi, Fenerbahçe maçı… Soru tartışmaya açıldı; “Okan Buruk, sahaya ‘beraberlik için” mi, çıkmalı?..
Gerçi, Okan Hoca her maçtan önce “Biz sahaya her zaman kazanmak için çıkarız” diyor, ama… Bu defa “durum” çok farklı!...

 

Zira “bir beraberlik” Galatasaraylılara “Artık şampiyonuz” dedirtebilecek…

 

Ve de, “beraberlik” ile “25. şampiyonluk ve 5. yıldıza ulaşacağını ve ‘Galatasaray tarihine geçeceğini’ elbette hesaplıyordur” Okan Hoca…

 

Divan Kurulu üyesi bir Galatasaraylı dostum, “Avrupa maçlarındaki fırsatların heder edildiği” süreç için bana demişti ki; “Okan Hoca, 25. şampiyonluk ve 5. yıldızla Galatasaray tarihine geçmek için, Avrupa maçlarını feda ediyor, kazanmayı, tur atlamayı bekleme…”

 

Haklı mıydı; galiba!..

 

Okan Hoca cephesindeki bu tabloya karşılık, “işi çok daha zor olan” Mourinho da, “şampiyonluk istiyorsa, Galatasaray’ı hem de deplasmanda mutlaka yenmesi gerektiğinin” farkında olarak gelecek Rams Park’a… 

 

Gece gündüz “galibiyet için tertip ve taktik hesabı” yapıyordur; ya hep, ya hiç” hesabı!..

 

Galatasaray’ın 14 gollü Oshimhen’i, 10 gollü (ama son haftalarda sahalarda görülmeyerek takımını 10 kişi bırakan) Barış Alper’i var, Fenerbahçe’nin de 15 gollü En-Nesyri’si ve 12 gollü Edin Dzeko’su…

 

Galatasaray 23 maçta 59 gol atmış, 23 gol yemiş, Fenerbahçe 60 atmış, 23 yemiş… 

 

Bu tablo, “Fenerbahçe lehine” gibi…

 

Ama ya seyirci; işte Galatasaray’ın en büyük silahı...

 

 

 

Öcal Uluç'un önceki yazıları...