45. dakikada film koptu

A -
A +

Ligde ve Avrupa'da alınan kötü sonuçlardan sonra biz sahada mermi gibi bir G.Saray hayal etmiştik. Sonuç üretemeyen, oynuyormuş gibi gözüken bir G.Saray vardı sahada. Bursa bulduğu erken golle telaş yapmadan maçı kontrolü altında tutmak istedi. Ancak dakikalar ilerledikçe, G.Saray panikliyordu, Bursa'ya güven geliyordu. G.Saray maçı kazanmak için her şeyi yapıyordu. Koşuyordu. Rakip on sekize yerleşmişti ve pozisyon da buluyordu. Ama topu içeriye itemiyordu. Ömer Erdoğan ve kaleci Ivankov geçit vermiyor. Sıfıra yakın hata ile oynuyorlardı. Kewell'ın attığı kornerlerin sayısını bile tutamadık. Baros istekliydi, Kewell iştahlıydı. Ama tabelaya yansımıyordu. Bursa rakibini yoruyordu, oyalıyordu, her an bir ikinci gol de bulabilirdi. Nitekim buldu da... G.Saray'ın o şuursuz atakları, topa daha fazla sahip olması herkesi aldatmıştı. Bursa daha az koştu belki daha az çalıştı, ama G.Saray boşuna koştu durdu. Sadece gözümüzü yordu. Maçın kırılma anı, hakemin ipin ucunu kaçırdığı 45.dakika idi. Sarı kartı olan Volkan Şen'in, isteyerek ve bilerek topa elle müdahale etmesine hakem Abdullah Yılmaz ikinci sarıdan kırmızıyı çıkarmadı. G.Saraylı futbolcular çileden çıktı. Baros, hakemi hırpaladı. O an, hakemin sahada bittiği andı. Hakem kardeşim, Baros arkandan geliyor, omuz atıyor. Olmadı bir tane daha atıyor. Sonra da çarpmış numarası yapıyor. Yani iki defa adamı enayi yerine koyuyor. Baros atılması için daha ne yapmalıydı? Hakemi küçük düşürmek için sahada her şeyi yaptı. İki çift sözüm de MHK'ya olacak. Demek ki, hakemlik boy bos değilmiş. Sayın Oğuz Sarvan ve Sayın Yüksel Okçuoğlu, bu hakemi en son ne zaman izlediniz ki, böyle zor geçeceği belli olan bir maça atadınız? Geçen yıl bu maç bu sahada problemli ve gergin geçmişti. Hakemi de kendinizi de ateşe attınız!.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.